200x200 piksel Reklam Alanı
200x200 piksel Reklam Alanı

Derinlikleri Pompalamak (*)

Derinlikleri Pompalamak (*)

28 AÄŸustos 2015 | HABERLER
51. Sayı (Temmuz-AÄŸustos 2015)

Yazı ve fotoğraflar: Steve D'Antonio Elektrikli tahliye pompa sistemleriyle ilgili doğrular ve yanlışlar...
Yazı ve fotoğraflar: Steve D'Antonio

Elektrikli tahliye pompa sistemleriyle ilgili doğrular ve yanlışlar...
Denizcilik endüstrisinde geçirdiğim 25 yıl boyunca tahliye pompaları ve bu pompaların hasar kontrol cihazları olarak kapasiteleri hakkında pek çok yanlış kanıya rastladım. Çoğu insan üzerinde “2000” yazan bir tahliye pompasının gerçekten de su alan bir tekneden bir saatte 2000 galon (7571 litre) su tahliye edebileceğini zannediyor. Bu kesinlikle doğru değil. Çoğu tahliye sisteminde kapasiteyi %75’e kadar düşürebilen tasarım ve montaj hataları bulunuyor, bu yüzden bu sistemler ideal şartlar altında bile bırakın büyük su baskınlarını, gövdede açılan küçük bir delikten dolan deniz suyunu bile boşaltamıyorlar.

Aşağıda, düzgün çalışmayan 3/8” (9,5 mm) sızdırmaz contalı enjeksiyon hortumu ve tahliye pompasının sızan suyu yeteri kadar hızlı boşaltamamasından dolayı neredeyse teknesini kaybeden bir okurun mektubundan bir alıntı bulunmakta:

 Motorun sesi hafif değişince göstergelere baktım. Takometrenin iğnesi sıfırı gösteriyordu, voltmetre ise 11 volt gösteriyordu. Tekneyi rölantiye aldım, dümeni bir tayfaya bıraktım ve motoru kontrol etmek için aşağı indim. Kompartımanı açtığımda içerisi yağmurlu bir Londra sokağı gibi nemli ve sisliydi ve havada hafif bir yanmış elektrikli alet kokusu vardı. Bir sızıntı olduğu aşikardı. Suyun krank mili kasnağı ve volan seviyesine yükseldiğini görebiliyordum, su, alternatör de dâhil her yere yayılıp şarjı ve bunun yanında takometre çıkışını ortadan kaldırmıştı. Belki de takometrenin sıfırlanması iyi bir şeydi, zira başka türlü sızıntıyı ve tahliye pompasının sızıntıyı boşaltmada yetersiz kaldığını fark edemezdim. Bunun bir daha olmasını nasıl engellerim ve tahliye pompam neden düzgün çalışmadı ve neden su alma alarmım beni ortaya çıkmak üzere olan acil duruma karşı uyarmadı?

 Pek çok teknede pompa kapasitesi ciddi şekilde yetersiz ve endüstrinin kusurlu sistemleri düzeltmek ve her pompanın belirtilen kapasitesini maksimum düzeyde kullanabilmek için önlem laması gerekiyor.
 Her ne kadar standart tahliye pompası enstalasyonları genellikle ağır su baskınına karşı ilk savunma hattı olarak düşünülse de, çoğu sadece tesadüfi sızıntıları –yağmur, ara sıra küpeşteye vuran dalgalar, çok küçük sızıntılar – tahliye etmek için tasarlanmış ve onlardan daha fazlasının beklenmemesi gerekiyor. Bir tekne sahibi eğer daha fazlasını istiyorsa, tesadüfi sızıntılar ve ağır su baskınları arasındaki farkı açıklamanız ve her iki tür tahliye sistemini de etkili bir şekilde monte etmeniz gerekiyor.

Su Baskınlarının Matematiği
ABD Gemi Kurtarıcıları Elkitabı’nın 2000 baskısından alınan şu iç karartıcı rakamlara bakın: Su yüzeyinin 1’ (305 mm) altındaki 1” (25mm)’lik bir delikten 1200 gph (4542 lph) yani 5 tondan fazla su sızacakken su yüzeyinin 1’ altındaki 3” (76mm) bir delikten 10620 gph (4201 lph); su yüzeyinin 3’ (914 mm) altındaki 1” lik bir delikten 2040 gph (7722 lph), ve su yüzeyinin 3’ altındaki 3” lik bir delikten 18360 gph (69500 lph) su sızacaktır. Su yüzeyinin altında herhangi bir derinlikteki ve herhangi bir büyüklükteki bir delikten ne kadar su sızacağı aşağıdaki formülle hesaplanabilir:

Q = CA √H
Q = Akış hızı
C = Akışı feet küp olarak ölçmek için 8, gph olarak ölçmek için 3600
A = Feet kare (veya başka bir kesirli ölçek) cinsinden deliğin alanı
H = Deliğin merkezinin bulunduğu derinlik

Süreli santrifüjlü pompalar yüksek hacimli pompalama için bir seçenek olabilir. Kaza pompaları da denen bu üniteler ağır su baskınlarıyla başa çıkmak için tasarlanmıştır. Çoğu teknedeki pompalama kapasitesi ihtiyacını karşılamak için çok sayıda tahliye kompartımanına küçük hacimli pompalar monte edin.
 Açıkça görülüyor ki neredeyse hiçbir teknede bulunmayan en iyi pompa enstalasyonlarıyla bile çoğu elektrikli tahliye pompası en küçük deliklerden sızan suyu tahliye ederken zorlanacaktır.

Pompa Seçenekleri
Elektrikli tahliye pompaları üç ana kategoriye ayrılırlar: Kauçuk dişli, diyaframlı ve santrifüjlü. Kauçuk dişli pompa – aynı tür, ancak mekanik olmak yerine elektrikle çalışan pompa motora veya jeneratöre ham su sağlamak için kullanılabilir ancak bunun dışında tahliye pompası olarak pek fazla avantajı yoktur. En büyük sorunu bir veya iki dakikadan fazla kuru çalışmaya dayanamamasıdır. Amerikan Tekne ve Yat Konseyi (ABYC) standartlarına göre tahliye pompalarının yangın riski çıkarmadan en az yedi saat kuru çalışmaya dayanabilmesi gereklidir. Unutmayın ki bu standart yalnızca pompanın elektrikli kısmı için geçerlidir, dolayısıyla bir her ne kadar bir kauçuk dişli pompayı yangın riski çıkarmaksızın bu kadar süre boyunca kuru çalıştırmak mümkün olsa da, birkaç dakika sonrasında pompa kullanılamaz hale gelecektir.

 Diyaframlı pompalar lastik parçaları olmasına rağmen çok daha dayanıklıdır. En çok bilinen varyantlarda esnek bir diyaframı hareket ettiren açıkta bir krank mili ve bağlantı çubuğu bulunmaktadır. Diyaframın ileri-geri hareketi iki kontrol valfinin eşliğinde bir emme hareketi oluşturarak pompayı kendi kendini hazır eder hale getirir. Diyafram tahliye pompalarının en büyük dezavantajı kapasitelerinin gülünç denecek kadar az olmasıdır. Benim kütüphanemdeki denizcilik kataloğunda yer alan en büyük tahliye pompası saatte yalnızca 600 gph (2,271 lph) tahliye yapabiliyor ve fiyatı 500 doların üzerinde.

 Kauçuk dişli pompalar da, diyaframlı pompalar da su altına sokulamıyor; iki tür pompanın da sızıntı seviyesinden veya herhangi bir su toplanma veya maruziyet seviyesinden yükseğe monte edilmesi gerekiyor. Ayrıca her iki tür pompa da atık birikmesine ve arıza yapmaya yatkın. Bu pompalar tahliye pompası olarak kullanılacağı takdirde ikisine de düz eksenli film veya filtre yerleştirilmesi gerekiyor ki, bunlar tıkanırsa akım ya azalacak ya da tamamen duracaktır. Atıklar pompaya ulaşırsa, yine aynı şey olacaktır. Tek bir kesilmiş tırnağın içeri kaçmasıyla bozulan diyaframlı pompalara rastladım.

Santrifüjlü pompalar su tahliyesi için en iyi bilinen ve en etkili pompalardır. Katı bir dişli vasıtasıyla suyu ortalarına çekerek ve yanlarından bir hortuma yönlendirerek çalışırlar. Bu tür pompalar su altında kullanılabilir. Gerçekten de, hava pompalamadıklarından, yalnızca suyun altındayken çalışabilirler ve pompanın girişi en az yarım inç (13 mm veya daha güçlü pompalar için daha derinde) suyun altında olmadığı sürece hava emeceklerdir. Bu pompaların suyun altında çalışması özellikle de elektrik kablolarının pompa yuvasına girdiği yerde pompanın su sızdırmazlığının önemini ön plana çıkarmaktadır.

 Santrifüjü pompalar küçük ve büyük olarak ikiye ayrılabilir. Bu pompaların çoğunun belirtilen kapasitesi 1000 gph (3785 lph)’nin altında olduğundan dişlileri tahliye kanalının altına yakın konumlandırılmıştır. Bu küçük pompaların pratik etkisi büyük pompalardan daha derine su çekilebilir. Küçük pompalar tahliye suyunu büyük pompalar kadar hızlı taşıyamazlar, ancak çoğu durumda bu bir sorun değildir. Sintineyi mümkün olduğunca kuru tutmak kötü kokuları ve paslanmayı azaltacağından ortalıkta daha az su bulunması her zaman daha iyidir. Ancak daha kuru bir tahliye kanalı için pompalama kapasitesinden feragat etmenize gerek yoktur. Çoğu sistemde hem küçük bir “kurutma” pompası, hem de yalnızca küçük pompanın tahliye kapasitesi yetmediğinde devreye giren bir büyük pompa bulunmaktadır.

 65’ (19,8m)’den daha küçük çoğu tekneden sızıntı suyu boşaltmak için suya sokulabilen santrifüjlü pompalar en yüksek kapasiteli, en güvenilir ve en verimli tahliye yöntemi olup paraya göre en fazla tahliye kapasitesi sunan sistemdir. Saatte 2000 galon tahliye yapabilen bir pompanın bedeli yaklaşık 100 dolardır.

Verimlilik
 Pompanın türü ne olursa olsun, verimliliğini etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Çoğu pompa üreticisi pompa ölçümlerinin tutarlılığı ve kıyaslanabilirliği için pompalarını açık akım kapasitesine göre sınıflandırır ve markalarlar. Yani bir pompanın hacim notu hortumsuz ve emme tulumbasız çalışma koşullarına göre verilir. Çoğunda 3,3’ ve 6,7’lik (1m ve 2m) kafalara (bu konuya daha sonra değineceğiz) dayanan ek tahliye kapasitesi bulunmaktadır. Ancak en yüksek “notlu” pompayı arayanlar için bu çok da önemli olmayabilir. Teoride yüzeyin 3’ altındaki 1”lik bir delikten sızan suyu tahliye edebilecek olan saatte 2000 galon notlu bir pompanın büyük olasılıkla teknenin batmasını engelleyemeyeceği unutulmamalıdır.

 İşin daha da kötüsü, verimsizliğin de dikkate alınması gerekmektedir. Statik kafa, yani tahliye kanalı ve boşaltım alanı arasındaki hortumda yer alan suyun çıkması gereken en yüksek nokta bunların en önemlilerindendir. Çoğu enstalasyonda pompanın çıkış hortumu ya zorunluluktan ya da yapılışından ötürü boşaltım alanının üstüne çıkmaktadır.

 Saatte 2000 galon kapasiteli bir pompayı örnek alırsak, pompa ve hortumun en yüksek noktası arasındaki mesafe 3,5’ (1,1m) olduğu takdirde pompanın hesaplanan kapasitesi yalnızca 1620 gph (6132 lph) olacaktır ki, bu kapasitede %20’lik bir düşüş demektir. Mesafe 6,7’ (2m)’ye çıktığı takdirde pompanın kapasitesi 1300 gph (4921 lph)’ye düşer ki, bu hesaplamalardan hiçbiri topluca dinamik kafa denen hortum uzunluğu ve kıvrım sayısı, akış oranı, borular ve valfleri hesaba katmamaktadır. Tüm bunları statik kafaya eklediğinizde kapasitenin yarıya inmesine veya tamamen ortadan kalkmasına şaşmamak gerekir.

 Tüm suya girebilen santrifüjlü pompaların bir maksimum pompalama kapasitesi vardır. Bu kapasite aşılırsa çalışmazlar. Sinsi bir şekilde bu durum voltaj bir miktar düşene kadar gerçekleşmeyecektir ki, bu şartlar altında pompa çalışıyormuş gibi ses çıkaracaktır. Devre kesicileri indirmeyecek veya sigortaları attırmayacaktır, ancak hiç su tahliye etmeden sürekli dönecektir. Bazıları fabrikadan yeni çıkmış olan pek çok teknede böyle aşırı küçük pompalar gördüm. Bir pompa sırf yeni olduğu için veya yeni bir teknede bulunduğu için uygun olduğunu düşünmeyin.

 Dinamik kafayı hesaplamak statik kafayı hesaplamaktan daha zordur. “Toplam dinamik kafa” diye Google’da arama yaptığımda boru/hortum, ekleme parçaları, valf vb. sürtünmelerinden dolayı kaybedilen kafayı hesaplamak için çeşitli kaynaklar buldum. Bildiğim kadarıyla, küçük tekne uygulamalarında kullanılan tipik materyal ve malzemelere dayalı bu hesapları yapabileceğimiz tek bir kaynak yok.

 Eğer araştırma ve matematik ile ilgileniyorsanız, tüm borular, hortumlar, 45° ve 90° açılar, dönemeçler ve valf sürtünme kayıpları statik kafaya ek kafa olarak alınabilir ve pompa çıkışının kafa grafikleriyle karşılaştırılması çoğu pompa üreticisinden edinilebilir.

 Mevcut bir sistemi kolayca test edebilmek için, bir tahliye kanalından belli bir miktar suyun ne kadar sürede tahliye edilebildiğini ölçmeniz gereklidir. Bunu yapmak için önce tahliye pompasını mümkün olduğunca kuru hale getirene kadar çalıştırın, pompayı kapatın, tahliye alanına belirli bir miktar [örneğin 5 galonluk (19 l) birkaç kova veya pompanın büyüklüğüne ve konfigürasyonuna göre daha fazla] su dökün, pompayı çalıştırın ve pompanın suyu ne kadar sürede tahliye edebildiğini ölçün (test süresince pompanın çalıştığı voltajı not etmeyi unutmayın). Basit aritmetikle pompanın saatte kaç galon (veya litre) su tahliye ettiğini hesaplayabilirsiniz.

 Bu testi pompaların düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için özellikle offshore teknelerde yılda en az bir kez düzenli olarak yapın ve testten teste tahliye kapasitesinde bir azalma olup olmadığını kontrol edin. Ayrıca şamandıralı anahtarın pompayı çalıştırıp çalıştıramadığını test edebileceğini, ancak pompanın tahliye yapıp yapamadığını test edemeyeceğini unutmayın.

Pompa Büyüklüğü
Daha önce anlattığımız gibi, büyük pompalar bile gövdesi delinen bir teknedeki ağır su baskınını güçlükle tahliye edebilir. Tekne su aldığında mürettebatın il görevi sızıntıyı durdurmak olmalıdır. İyi bir tahliye pompası sistemi bunun yapılması için zaman kazandırabilir, ancak pompalar sızıntı durduktan sonra suyu boşaltmak için vardır, denize karşı koymak için değil.  Tüm teknelerin hasar kontrol kitlerinin iyi depolandığından ve kolayca ulaşılabileceğinden emin olun, zira bir şeye çarpmak kaçınılmaz olabilir.

 Benim kabul ettiğim kurallara göre bir teknedeki her 10’ (3m) uzunluk için 100 gph (379-lph) boşaltım kapasitesi ve artık uzunluk için ek kapasite gerekir. Yani, 38’ (11,6 m) uzunluğundaki bir teknede normal atık su ve küçük sızıntıları tahliye etmek için özellikle çoğu enstalasyon gibi aşırı kafa ve dirençle kapasitesi azalmış bir sistemde en az 4000 gph (15142 lph) tahliye kapasitesi gereklidir. Bir tekne operatörünün mürettebata su baskınını yavaşlatarak değerli dakikalar kazandırması suretiyle ciddi bir sızıntıya hazır olabilmesi için bu rakam en az iki hatta üç katına çıkarılmalıdır. Kısa bir süre önce denetlediğim 45’ (13,7 m)’lik bir offshore uzun yol teknesinde yalnızca 2 adet 600 gph (2271 lph)’lik diyaframlı tahliye pompası görmek çok ciddi bir durumdu.

 Tahliye pompalarının sayısı da en az toplam kapasiteleri kadar önemlidir. Eğer 49. Sayfadaki formülü kullanarak ön kabinin altına 4000 gph (15142 lph) kapasiteli tek bir pompa yerleştirirseniz teknenizin tahliye ihtiyacını karşılayabilirsiniz. Ancak 2” (51mm)’lik bir pervane şaftı tekne kızağa çekilirken şanzıman kavramasından ayrılıp salmastra yuvasından çıkar ve su yüzeyinin 3’ altında bir delik açarsa dakikada 136 galon (8160 gph veya 515 lpm/30900 lph) su sızacaktır. Pompa mükemmel koşullarda çalışsa bile bu suyun yalnızca yarısını tahliye edebilecektir, zira pompanın en önde olması sebebiyle kıç tarafı aşağı çekilecek ve suyun pompaya akışı batardolar, kirişler ve oluk delikleri tarafından kısıtlanacaktır. Bu durumda en iyi pompa kapasitesi birden fazla pompayla örneğin her bir kompartımanda yer alan 2000 gph (7571 lph) kapasiteli pompalarla sağlanabilir. Küçük “kurutma” pompaları eğer varsa bu hesaplamanın dışında tutulmalı ve rezerv kapasite olarak kullanılmalıdır.
 Bana sürekli motorun da bir ek tahliye pompası olarak kullanılabilip kullanılamayacağı soruluyor. Bir motor kompartımanı selektör valfiyle, bu düzenleme motorun kendi ham su pompasının bir tahliye rezervinden su çekmesi sağlanabilir. Küçük deniz aracı dizel motorları “yüksek” devir çevirirken 3600 gph (13627 lph) gibi hatırı sayılır miktarda su boşaltabilirler. Düz mantığa göre bu pompa zaten mebzul miktarda su tahliye ediyor, o yüzden neden bir su baskını durumunda tekneyi kurtarmak için kullanılamaz? İşte nedeni:

 Acil sızıntı durumlarında mürettebatın en iyi dostları çalışan bir motor (yardım edebilecek başka bir teknede veya kıyıda da olabilir) ve motorla çalışan alternatör sayesinde şarjı yüksek tutulan bir alternatördür. Bu sayede su pompaları tam kapasite çalışabilir. Eğer motor tahliye alanından su çekerek güç kaybederse, kaçınılmaz olarak selden gelen katı atıklarla tıkanırsa veya hava çekerse kauçuk dişli hemen eriyecek ve motor ısı alarmı çalmadan uzun süre önce egzoz sistemi aşırı ısınacak ve bozulacaktır. Bunu engellemenin tek yolu tahliye kanalı su almayı bıraktığında valfi deniz suyu kanalına getirecek bir mürettebat üyesini motor kompartımanında bulundurmaktır ki, pek az insan batmakta olan bir teknede bunu gönüllü olarak yapar.

 Bir teknede böyle kusurlu bir düzenek kurmak yerine bağımsız, yüksek kapasiteli, suya sokulabilen, santrifüjlü bir elektrikli su pompası kullanılmasını öneririm. Bazı hazır modellerin 8000 gph (30283 lph) kapasitesi bulunmakta.

Montaj
 Ne tür pompa kullanıyor olursanız olun, iyi bir üretici ve ABYC uyumlu bir montaj sistemin pompa girişinden gemiden boşaltım alanına kadar güvenilirliği ve verimliliği için elzemdir.

 Pompalar tahliye kanalında mümkün olduğunca alçak monte edilmelidir. Çoğu üretici münasip bir şekilde pompa montajı için özel tamponlar sunsa da bu tamponlar tekne sudayken her zaman tahliye kanalının en aşağısında yer almamaktadır. Pompanın taban plakasını doğrudan gövdeye monte etmekten kaçının. Ben birden fazla teknenin montajcı gövde kalınlığını yanlış hesapladığı için delindiğine şahit oldum. Pompa monte edildiğinde tabanı deforme etmemesi için tamamen pürüzsüz, tam düz olmayabilen (gerçi düz olması idealdir) bir yüzeye monte edilmelidir. Tabanın deforme olması pompaların monte edildikleri yerden kopup tahliye kanalında sürüklenmesinin bir numaralı sebebidir. Eğer doğru yerleştirilmiş bir taban tamponu yoksa ve uzaktan bir L braketi takılamıyorsa, özel bir tampon yapıştırılabilir. Burada ahşap kullanmayın. Ben GPO-3 gibi yekpare fiberglas lamine ürünleri tercih ediyorum. Pompayı gereğinden fazla yükseltmemek için bu parçayı mümkün olduğunca ince tutun ve bağlayıcıların bağlanabilmesi için alanı geniş tutun.

 Bir sonraki aşamada, hortumu özenle seçin. Bildik siyah veya beyaz oluklu plastik hortumlar bu iş için fazla narindir ve oluklu iç kısım katı atıkları tutup direnci arttırma eğilimdedir. İdeal bir tahliye hortumu bükülmeye karşı dayanıklı, ezilmeden veya hasar görmeden üstüne basılabilmeli ve su yüzeyinin altındaki uygulamalar için önerilmiş olmalıdır. Pek çok üretici bu kriterlerle uyan tahliye pompa ve tekne hortumları arz etmektedir.
Pompa ve tahliye kanalı arasındaki hortum direnci minimuma indirmek için mümkün olduğunca kısa ve düz olmalı ve su muhafaza edip pompanın su çekmesini engelleyen hava kilitleri olarak çalışmasını engelleyecek sarkıntılardan kaçınılmalıdır. İdeal koşullarda, pompadan tahliye kanalına veya yükselticiye giden hortumun izlediği yol sürekli yokuş yukarı çıkmalıdır.

 Çapı pompanın çıkışından daha küçük olan bir hortum kullanmayın. Çoğu pompa çıkışında 1 1⁄8” (29mm) iç çaplı hortumlar kullanılmaktadır. Eğer montaj için 1 1⁄8” çaplı hortumlar bulabiliyorsanız daha sık bulunan 1”lik hortumlardan kaçının. Eskiden 1 1⁄8”lik hortumların bulunması imkânsız değilse bile çok zordu; ancak bu durum artık böyle değil. Ancak bulmak için biraz uğraşmanız gerekebilir.

 Gövdeden boşaltım alanı eğimli su çizgisinin üstünde olmalı ve asla durgun hal su çizgisinin altında olmamalıdır. Sürat tekneleri için maksimum eğimli su yüzeyi teknenin 7° eğimli olduğu andaki su yüzeyi ve yelkenli tekneler için ayrım çizgisi küpeştedeki eğim çizgisidir. Bu koşullardaki çizgilerin aşağısına yapılan her tür montaj su çizgisinin altında yapılmış sayılır. Eğer tahliye kanalını bu çizginin altına yerleştirmekten başka seçeneğiniz yoksa tesisatınızda anti-sifon cihazlı ve eğimli su çizgisinin çok üstüne çıkan bir hortum halkasından ibaret olan bir yükseltici bulunmak zorundadır. Kontrol valfinin bir yükseltici olmadığını ve ABYC standartlarına göre bu şekilde kullanılmasının yasak olduğunu unutmayın.

 Makul bir anti-sifon cihazı bir boşluk oluştuğunda pompa tahliye kanalına hava girişi sağlayarak sifon hareketini engeller. Bazen sifon aralığı veya havalandırma halkası da denebilen çeşitli anti-sifon cihazları piyasada mevcuttur. Değiştirilebilen veya bakım yapılabilen/temizlenebilen bir hava girişi sağlayan ama suyun dışarı sızmasını engelleyen valf kapağı bulunduran –genellikle küçük lastik bir kapakçık veya yay düzenekli bir top- bir tane seçiniz. Bu valfler tuz ve katı atıklarla kireç bağlayabileceğinden en az yılda bir kez bakım yapılması gerektiğinden kolayca ulaşabileceğiniz yerlere taktığınızdan emin olun. Yeni veya elden geçirilmiş teknelerde veya tek enstalasyonlarda bir diyagram veya harita çıkarın, tekne sahibine valflerin yerleri ve bakım gereksinimleri hakkında bilgi verin. Ayrıca, havalandırma kanallarındaki sızıntıları sintinelere güvenle yönlendirecek hortumlar yerleştirme fikri sizi ayartmasın. Eğer bu hortumlar tıkanır veya bükülürse, anti-sifon valfleri gerektiği gibi çalışmayacaktır. Bunun yeni bir motorun ve jeneratörün su altında kalmasına sebep olduğuna şahit oldum. Eğer bir valf sızıntı yapıyorsa, bakım ve tamirinin yapılması şarttır.

Suyu boşaltmadan önce bir kompartımandan ötekine nakletmek teknenin pompa kapasitesini tek bir pompaya indiren bir tesisat hatasıdır. Aynı şekilde, çok sayıda pompa çıkışını manifold geri sızıntıyı engelleyemiyor ve tam kapasiteyi desteklemiyorsa tek bir manifolda bağlamak da önerilmez.

İdeal durumda, garantisi varsa her pompa kendi tahliye borusuna, havalandırma halkasına ve vanasına bağlanmalıdır. Benim mevcut ABYC standartlarından daha katı olan tercihime göre eğimli su yüzeyinin altındaki her gövde deliğine bir vana takılmalıdır.

Kablo Bağlantıları
 Elektrik arızaları ve kusurları sintine pompası arızaları için önemli olanaklar sunmaktadır. Sintine pompasının elektrik ihtiyacının yanlış anlaşılmasından kaynaklanan arızalar siz daha üniteyi ambalajından çıkarırken başlayabilir. Pompaların su tahliye notu kafasız ve hortumsuz “açık akış” testiyle verildiği gibi voltaj notları da normal voltajın %113’ü olan “tasarım voltajı” testlerine göre verilir. Yani 12V ve 24V pompaların notları sırasıyla 13,6V ve 27,2V voltaja göre verilir. Yani çalışma sırasında pompaya bir şarj sistemiyle destek verilmiyorsa pompanın çıkışı not olarak verilen maksimum akıştan düşük olacaktır. Neredeyse tüm pompa üreticilerinin bu protokole uymasına rağmen teknenin genel pompa kapasitesini hesaplarken bu verim kaybını hesaba katmak gerekecektir. 2000 gph tahliye yapabilen bir pompayı örnek olarak kullanırsak açık akış ve 13,6V voltaj ile kapasite 2000 gph’dir. Ancak, motorun veya jeneratörün çalışmayıp pompaların çalıştığı bir durumdaki gibi voltaj 12V’a düşerse, performans 1700 gph (6435 lph)’ye düşecektir. 6,5’ (2m)’lik Statik kafayı da eklerseniz performans 1160 gph (4391 lph)’ye düşecektir.

Yanlış kablo kalınlığı, sigorta veya devre kesici seçimlerinden kaynaklanan voltaj düşüşleri bir pompanın işlemesine ciddi şekilde köstek olabilir. Birkaç yıl önce denetlediğim bir tekneyi örnek vereceğim.
 12 Voltluk pompa motor bölümünde elektrik panelindeki güç kaynağından 25’ (7,6m) mesafede konumlandırılmıştı. Elektrik direnç hesaplamaları gidiş-dönüş mesafeye göre yapıldığından 50’ (15,2 m) kablo vardı.

Voltaj düşüşünü belirlemek için ABYC standartlarına veya herhangi bir denizcilik kitabına bakınız (bir sintine pompasındaki voltaj düşüşü %10’u geçmemelidir. İdeal oran %3’tür.) Voltaj düşüş tablosuna göre, 12 volt ve 15 amper akım ileten 50’ uzunluğundaki kablolarda %3’lük voltaj düşüşü için bir çift #6 kablo kullanılması gerekmektedir. Böyle geniş kablolar optimum pompa performansı sağlayacak olsa bile sintine pompası enstalasyonlarında nadiren kullanılırlar. Daha az makbul ama kabul edilebilir %10’luk bir voltaj düşüşü (13,6V’tan 12,14V’a) #10 kabloyla elde edilebilir. Bu teknede #14 kablo kullanıldığından voltaj önemli ölçüde düşmüştü (pompada 10,88V’luk %20’ye varan bir düşüş.)

Başlangıç yükü de hesaba katılması gereken bir diğer elektrik faktörüdür. Bir pompa ya da elektrikli motor ilk kez çalıştırıldığında, sürekli çalışma durumu denen durumdakinden daha fazla akım –ani akım veya başlama akımı- çeker. Sigorta veya devre kesici değerinin pompanın sabit yükünden daha fazla olarak belirtilmesinin nedeni budur. Pompa takılır veya katı atıkla tıkanırsa, sürekli ani akım veya ilk çalışma akımını alacağından akım sürekli yüksek kalacaktır. İşte bu yüzden kablo genişlikleri çok spesifiktir ki tam kilitli rotor akımı desteklenebilsin ve ardından devre kesiciyi tetikleyebilsin veya sigortayı attırabilsin. Eğer kablo yeterince geniş değilse, düşük amper pompaya ulaşıp sigortayı veya devre kesiciyi tetikleyecek ve pompanın aşırı ısınmasına, hatta belki de alev almasına sebep olacaktır. ABYC standartlarına uyan pompalarda sebebi ne olursa olsun aşırı ısınma durumunda gücü kapatmanın bir yolu olmalıdır. Aynı ABYC standartlarına göre sintine pompaları belirtilen voltajda 24 saat boyunca sürekli çalışabilmelidir.

 Dikkate alınması gereken diğer hususlar bağlantılar, bağlantı uçları, kablo güzergâhı, sigortalar ve devre kesicilerdir. Suya sokulabilen pompaların çoğu maksimum sintine suyu seviyesinin çok üstünde elektrik bağlantısı yapmaya olanak veren kablo uçlarıyla (6’/1,8m) tedarik edilir. Buna rağmen ben sürekli uzun pompa kabloları ve uç uca eklenen bağlantıların pompanın birkaç inç üzerinde sarılı olduğunu görüyorum. Suyu elektrikli bileşenlerden uzak tutmanın en iyi yolu bağlantıları mümkün olduğunca yukarıda yapmak ve su geçirmez bağlantı kablolarını yalnızca ikincil koruma olarak görmektir.

Sintinenin 4’ ila 5’ (1,2m ila 1,5m) yukarısına monte edilen ve paslanma önleyici inhibitör kaplı bir kalaylanmış bakır bir terminal şeridi düşük dirençli bağlantıları hem güvenli, hem de denetim ve bakım için kolayca ulaşılabilir kılacaktır. Böyle bir düzenek uygulanabilir olmadığı takdirde, bağlantılar mümkün olduğunca su geçirmez yapılmalıdır. Bağlantı kabloları nerede olursa olsun, iletkenler kablo ucu bağlantıları yerleştirilmeden önce Thomas & Betts Kopr-Shield gibi iletken bir yapıştırıcı ile kaplanmalıdır. Bağlantılar kaliteli, ısıyla büzüşen manşonlu borularla yapılmalıdır, zira fazla kapatıcı kalıplar boruları delebilir. Isıttıktan sonra yalıtım sistemini dikkatle kontrol edin ve delik açılan kısımlar olup olmadığına bakın. Tüm kablo bağlantılarını sintine suyundan mümkün olduğunca yüksek bir noktada güvenceye alın.

Pompadan çıkan kabloların güvende olması için kabloların herhangi bir “hava boşluğunu” doldurmaması, yani pompa ve batardolar ve kirişler arasındaki boşluklardan geçmemesi gerekmektedir. Kablolar en az her 18” (457mm)’de bir sürekli kablo bağları veya P klipsleriyle sabitlenmelidir. Eğer kablolar şaftlar ve kuşaklar gibi hareketli makinelerin üzerinden geçiyorsa, plastik klipsler yerine metal klipsler kullanınız (Sintine pompası kablo montajı hakkında daha fazla bilgi için Professional Boatbuilder 143. Sayı 22. Sayfada yer alan “Islak Kablo Otopsisi” başlıklı makaleye bakınız.)

Benim tercihim sintine pompalarına teknenin ana batarya anahtarından ve dağıtım panelinin ana devre kesicisinden bağımsız güç sağlamaktır. Pompaların elektrik tesisatı bu şekilde yapıldığında, bir teknenin tüm DC devreleri enerjisiz haldeyken bile (yangınları engellemenin en güvenilir yolu) pompalar çalışabilir. Bunu sintine pompası sigortalarına veya devre kesicilerine ana batarya bankasından özel bir güç kaynağı ayırarak(bazı durumlarda bir alt panel olabilir) veya dağıtım panelinde ayrı, daima çalışan bir veri yolu oluşturun. Her iki durumda da, her bir iletkende aşırı akım koruması –uygun büyüklükte, üreticinin standartlarıyla uyumlu bir devre kesici veya sigorta (ben rastgele bağlantı kesimini engelleyen kilitleri olduğu sürece devre kesicileri tercih ediyorum.) Sigorta veya devre kesici aynı zamanda pompaya güç sağlayan kabloyu da korumalıdır, ancak kablo %10’u geçmeyen bir voltaj düşmesi sağlayacak kadar genişse, ve pompa üreticinin belirttiği sigorta/devre kesici kullanılıyorsa bu korumanın yeterli olacağı neredeyse kesindir.

Anahtarlar
 En güvenilir sintine pompası bile otomatik olarak açılıp kapatılamıyorsa bir işe yaramayacaktır. Manuel anahtarlar dayanıklı ve güvenilir olup dümende veya elektrik panelinde yer almalıdır. Manuel aktivasyon için yaylı anlık açma kapama anahtarlarını kullanmayınız. Eğer su baskını sırasında şamandıralı anahtarınız bozulursa, mürettebatınız bu anahtarı sürekli açık tutmak zorunda kalmamalıdır. Bunun yerine pozitif bir açma-kapama düğmesi kullanıp pompa devresinin otomatik kısmını pompa sigortasından veya devre kesicisinden daima enerji alabilecek şekilde bağlantısını yapın. Bu pompayı otomatik modda unutmanızı neredeyse imkânsız kılacaktır. Ben sık sık pompaların kazara kapatıldığını ve en küçük sızıntılara karşı bile savunmasız hale geldiğini görüyorum. Belki de anahtar seçerken en önemli husus anahtarın dayanabileceği akım şiddetidir. Anahtar ve kabloların pompanın sürekli çalışma haline ve kilitli rotor amper çekimine dayanabilmesi gerekmektedir. Hiçbir şart altında bir anahtarın akım şiddeti devrenin aşırı akım koruyucusununkinden daha az olmamalıdır.

Sintinede pompanın yanında yer alan otomatik şamandıralı anahtarlar için topraklı manyetik anahtarları tercih ediyorum. Bu tür anahtarların yüzlercesiyle yaşadığım deneyimler bunların güvenilirliğinin had safhada olduğunu gösteriyor. Diğer özelliklerinin yanı sıra, uzun süreli geciktirme veya diferansiyel – su yüksekliğinde pompanın çalıştığı yükseklik ve pompanın durduğu yükseklik arasındaki fark - özellikleri de mevcut. Uzun süreli geciktirme, uzun deşarj hatları ve küçük sintine kuyularının pompanın aşırı derecede devirli çalıştırması durumunda kontrol valfi kullanılmasını gereksiz kılabilir. Bu tür anahtarların tek gerçek zayıf noktası kirli bir sintinenin yağ kaçırıp anahtarın hareket etmesini engelleme olasılığıdır ve bunun için test edilmeleri zor olup bunun tek yolu sintineyi suyla doldurmaktır.

 Şamandıralı anahtarları daima pompa devresinin pozitif tarafına bağlayınız. Eğer negatif bacak açılırsa, pompanın içinde her daim pozitif enerji olur ve yalıtımda veya pompanın yuvasındaki karbon arkta en küçük bir hasar meydana geldiğinde elektrik pompanın şaftından sintine suyuna akabilir ve gemi valfleri ve şaft kirişleri gibi suya gömülü metallerde kaçak akım paslanmasına neden olabilir.

Yıllar boyunca en çok kullanılan şamandıralı sintine pompası anahtarı menteşeli bir pedal şeklindeydi. Anahtarın içinde küçük bir damla iletken cıva vardı. Pedal yukarı hareket ettikçe cıva bir iletken serisinin üstüne akıp pompayı etkinleştiriyordu. Cıva çevre için tehlikeli olduğundan, bu anahtarlar artık üretilmiyor, ancak halen pek çok teknede kullanılıyorlar. Pedal ezilirse, cıva sızabilir ve teknedeki herkes için bir sağlık riski oluşturabilir. Ayrıca, alüminyum ve çelik tekne gövdeleri cıvadan daha düşük soy metal oldukları için paslanabilir.

Alarmlar ve Sayaçlar
Bir sintine pompası çalışırken, teknedekiler çalışma halinden haberdar olmalıdır. En çok kullanılan alarmlar dümen başında görülebilen bir konsol ışığıdır.  İster otomatik ister manuel çalıştırılmış olsun, ne zaman bir sintine pompası çalıştığında ışık yanar. Bu düzenlemeyle, eğer bir sintine pompası düzensiz çalışıyorsa örneğin seyirdeyken birkaç dakikada bir devir çeviriyorsa mürettebat sintinenin kontrol edilmesi gerektiğini anlayacaktır. Bu basit ikaz ışığı etkili, ucuz ve ABYC standartlarına göre gereklidir.

 Sintine pompası etkinliğini gözlemenin ikinci bir yolu ise bir sayaç kullanmaktır. En basit sayaçlar pompa her çalıştırıldığında bir birim ilerleyen mekanik sayaçlardır. Eğer tekneyi her terk ettiğinizde küçük bir kolla bu sayacı sıfırlarsanız, döndüğünüzde siz yokken pompanın kaç kez devir çevirdiğini görebilirsiniz. Ancak bu sistemin dezavantajı her bir devirin ne kadar süre aldığını gösterememesidir. Siz tekneyi terk ettiğinizden beri pompa çalışır haldeyse, sayaç 1 gösterecektir. Daha sofistike dijital elektronik sayaçlar başka fonksiyonlarının yanı sıra birden fazla pompayı takip edebilir ve her birinin kaç kez ve ne kadar süreyle çalıştırıldığını kaydedebilir. Bunlar her sintine pompası sistemi için değerli eklentilerdir.

Ben sintine alarmlarını sintine pompalarının kendisi kadar önemli sayıyorum. Bu tür bir alarm en basit şekliyle şamandıralı bir anahtara bağlı olan bir zil veya vızıltı cihazıdır. Su anahtarı açacak kadar yükseldiğinde, alarm çalar. Daha sofistike sistemler çok sayıda sintine kompartımanını gözleyebilir; Bazılarının kendine has güç kaynakları vardır, bazıları sintine suyu kritik bir seviyeye çıktığında teknenin sahibine veya bakıcısına bir arama veya kısa mesaj gönderebilir. Bu son tip alarmların fiyatları son yıllarda onları küçük tekneler için mantıklı birer alternatif haline getirecek kadar düşmüştür.

Elektrik sintine pompasının kablo bağlantıları gibi sintine alarmının kablo bağlantıları da arızalara karşı korunaklı olmalıdır. Tüm bağlantılar maksimum sintine suyu seviyesinin çok üzerinde yapılmalı ve/veya su geçirmez hale getirilmelidir. Anahtarın türü ne olursa olsun güvenceye alınmalı ve ayakların, malzemelerin ve aletlerin çarpmasına karşı korunmalıdır. Anahtarın yeri kritik önem taşımaktadır. Anahtarı dikey olarak, konvansiyonel sintine pompası şamandıra anahtarının yakınına yanlış alarma sebebiyet vermeyecek şekilde yerleştirin, 2”lik bir aralık 2’lik bir aralıktan daha iyidir. Eğer sintine pompası çalışmıyor veya su baskınıyla başa çıkamıyorsa bunu mümkün olduğunca çabuk bilmek gerekir.

Sesli alarmlar; motor, ses sistemi ve televizyon gibi diğer tüm ekipmanların sesini bastırabilecek ve en ağır uykucuyu bile uyandırabilecek kadar şiddetli olmalıdır. Tekne sahipleri teknede kimse yokken sintineleri su bastığında başkalarının müdahale edebilmesi için benden gürültülü megafon alarmları ve/veya korunmasız güvertelere yanıp sönen ışıklı alarmlar monte etmemi istediler. Bu cihazları takmak son derece anlamlı.

Testler
Yüksek su seviyesi alarmları ve sintine pompaları önce montajdan hemen sonra, sonra da her sezon veya en azından her yıl en az bir kez test edilmelidir. Test yapmak sadece şamandıralı anahtarı kaldırmaktan ibaret değildir. Sintine pompasının şamandıralı anahtarları kalkana ve pompa suyu tahliye edene kadar sintineyi suyla doldurmak sistemin çalışıp çalışmadığını gösterecektir. Bu test ayrıca operatöre su basan bir sintineyi ne kadar sürede boşaltabileceğini de gösterecektir. Benzer bir şekilde, yüksek su seviyesi alarmları sintine pompalarını devre dışı bırakıp suyun alarm anahtarına kadar yükselmesine müsaade edilerek test edilmelidir. Alarm su seviyesi hayati önem arz esen mekanik veya elektrikli aksama ulaşmadan çok önce çalmalıdır.

Bilgileriniz ve yaklaşımınız ne kadar kapsamlı olursa olsun, hiçbir sintine pompası sistemi %100 güvenli olmayıp her birini bozmanın bir yolu vardır. Bir keresinde deniz suyu filtresindeki küçük bir sızıntıdan dolayı yarısını su basan küçük bir sürat teknesini kurtarmam gerekti. Su tahliye edildikten sonra, sintine pompa sistemini inceledim. Düzgün takılmamış veya bakımının gereğince yapılmamış olmasını bekliyordum. Ama gerçekte kitaplarda örnek gösterilebilecek bir enstalasyonu vardı. Şamandıralı anahtara sıkışıp anahtarı sürekli kapalı pozisyonda tutan bir kurşun kalemi fark edene kadar usulüne uygun olmayan hiçbir şey bulamadım. O kalemin o anahtardan nasıl çıkmadığı halâ bir muamma, ama yine de sintine pompalarının çöp, kir ve saç değil su tahliye etmek için tasarlandığına dair önemli bir hatırlatıcıydı. Çok kirlenmiş sintine sorununa yalnızca eski teknelerde rastlanmaz, denetlediğim çoğu yeni teknede sintineler benim yeni tekne atığı dediğim atıklarla dolu: fiberglas kırıkları, tahta parçaları, tel bağcıklar (tek bir tel bağcığın 2000 gph’lik bir pompayı tamamen durdurabildiğine şahit oldum), kablo uç bağlantıları, vidalar, kablo yalıtım parçacıkları; bunların hepsi sintine pompalarını tıkayabiliyor.
 Sintine sistemleri doğru tasarlandığında, monte edildiğinde ve bakımı yapıldığında güvenilir ve verimli olurlar. Enstalasyonları yukarıda saydığım kusurlara karşı kontrol edin ve tekne bakım dükkanınızın pompaları üreticilerin talimatlarına ve ABYC standartlarına uygun olarak monte ettiğinden emin olun.

Ayrıca, tekne sahiplerini sintineyi temiz tutmak için ikna eder ve sistemde anti-sifon valfleri dahil olmak üzere düzenli olarak denetim ve bakım yaparsanız, ne onların ne de sizin sintine pompaları konusunda kaygı duyacak bir şeyleri olmayacaktır.

Yazar Hakkında: Uzun yıllar boyunca tam donanımlı bir tersane yöneticisi olarak çalışan Steve, şimdi tekne yapımcıları, tekne sahipleri ve endüstrideki diğer şahıslarla “Steve D’Antonio Denizcilik Danışmanlığı” bünyesinde çalışıyor. Kendisi Ayrıca Professional Boatbuilder dergisinin teknik editörü ve McGraw-Hill/International Marine tarafından yayımlanacak bir kitap üzerinde çalışıyor.

(*) Professional Boatbuilder dergisinden tercüme edilmiştir.

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Coral Cup 2025, Antalya Körfezi'nde Heyecan Dolu Yat Yarışı

Antalya Körfezi, bu yıl ikinci kez Coral Cup Yat Yarışı'nın heyecanına sahne oldu. Toplam 24 yelkenli teknenin dört farklı kategoride kıyasıya müc...
18 Mayıs 2025

Marina Yönetim Sistemi ile Marinalarda Dijital Dönüşüm Başladı

Elektraweb, marina işletmelerine özel geliştirdiği Marina Yönetim Sistemi ile denizcilik sektöründe de dijital dönüşümün öncüsü oluyor. Web tabanlı ve...
16 Mayıs 2025

Setur Marinaları, Artı Boat Show Ankara'da Yer Aldı

Denizcilerin başkent buluşması Artı Boat Show Ankara'da yerini alan Setur Marinaları, çevreci ve dijital marina çözümleriyle fuarın ilgi odağı old...
16 Mayıs 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.