22 Haziran 2015 | HABERLER 50. Sayı (Mayıs-Haziran 2015)

Ahşap tekne yapımı konusunda Türkiye’nin en çok rağbet gören bölgelerinden biri Kurucaşile. Bu küçük kıyı kasabasında yüzyıllardır süren ahşap tekne yapım sanatı, özellikle kullanılan ahşabın ve işçiliğin kalitesi ile öne çıkıyor. Ancak son yıllarda hem bölgenin hem de tekne üretim alanlarının altyapı eksikliğinden kaynaklanan sebeplerle Kurucaşile’deki tekne üreticilerinin sayısı giderek azalıyor. Bölgede faal olan üreticiler, az kişiyle çalışmasına rağmen birçok siparişi yetiştirmeye çalışırken bir yandan da üretim alanlarının Denizcilik Müsteşarlığı’nın belirlediği standartları karşılayamaması nedeniyle ürettikleri tekneleri kayıt ettirememe sıkıntısı yaşıyor…


Bartın’ın Kurucaşile ilçesi, ahşap tekne yapımcılığında varlığını usta-çırak eğitimi şeklinde günümüze kadar sürdüren ender kıyı kentlerimizden biri. Kurucaşile’de ahşap tekne yapımcılığı büyük oranda ustalığa ve aynı ölçüde de mimari yeteneğe dayanıyor. Babadan oğula geçen, bir açıdan usta-çırak ilişkisi ile bölgede yüzyıllardır süren ahşap tekne yapımcılığı, günümüzde, alanında eğitim görmüş elemanlarla da desteklenince yapım tekniklerinin yenilendiği ve daha kaliteli ürünler elde edildiği görülüyor. 
Kurucaşile’de son 30 yıla kadar, Osmanlı donanmasının savaş gemilerinden, yakın sahil yük gemilerine kadar pek çok gemi tipi yaratılmış. Kurucaşile ahşap tekne yapımcılığının kendine özgü kalitesi, bu mesleğin yaşamasında ve bölge hayatına damgasını vurmasında önemli bir neden. Yüzyıllar boyunca yapımcılığın kalitesi mesleğin devamını, mesleğin devamı ise yapım kalitesini artıran kültür alışverişini sağlamış. Yüzyıllar süren tarihinden sonra bugün, Kurucaşile’de uluslararası ölçülerde ve kalitede ahşap tekne yapımı sürüyor ve dünya denizlerine yelken açabilen tekneler yapılıyor.



Ancak son yıllarda hem bölgenin hem de tekne üretim alanlarının altyapı eksikliğinden kaynaklanan sebeplerle Kurucaşile’deki tekne üreticilerinin sayısı giderek azalıyor. Bölgede faal olan üreticiler, az kişiyle çalışmasına rağmen birçok siparişi yetiştirmeye çalışırken bir yandan da üretim alanlarının Denizcilik Müsteşarlığı’nın belirlediği standartları karşılayamaması nedeniyle ürettikleri tekneleri kayıt ettirememe sıkıntısı yaşıyor. Babadan oğula geçerek günümüze kadar gelen firmalar, yeni neslin bu sorunlar yüzünden tekne yapımına ilgisinin azalması ya da İstanbul gibi büyük şehirlere göç etmesiyle, aşağıdan desteklenemiyor. Kurucaşile’de 1997 yılında eğitime başlayan Ahşap Yat Yapımı Anadolu Meslek Lisesi, az da olsa bu soruna çözüm olsa da Kurucaşile ahşap yat yapımcılarının devamını sağlayacak asıl hamle, üreticilerin daha modern üretim tesislerine kavuşmasını sağlayacak altyapı ve üstyapı yatırımlarının yapılması olarak görülüyor. Bu noktada ise yatırım yapmaya gücü olmayan üreticiler devlet desteği bekliyor.



Kurucaşile’de tekne üreticileri çoğunlukla şehir merkezindeki liman bölgesi ve Hisar Köyü ile Tekkeönü bölgesinde konumlanıyor. Hisar Köyü ve Tekkeönü’ndeki üreticilerin, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı desteğiyle altyapısı tamamlanan Tekkeönü Piri Reis Küçük Sanayi Sitesi’ne taşınmaları planlanıyor. Ancak üreticiler, sitenin altyapısı için Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın verdiği desteğin yanı sıra kendilerinin de yatırım yaptığını, dolayısıyla üstyapı için yatırım yapacak güçlerinin kalmadığını belirterek bu konuda da devlet desteği bekliyor. Şehir merkezindeki üreticiler ise sanayi sitesi için henüz kendilerine bir yer bile gösterilmediğinden şikayetçi…

Arya Denizcilik 
Mehmet Atukeren


Mehmet Atukeren ve Mesut Atukeren

Daha önce Atukeren Yat adıyla faaliyet gösteren Arya Denizcilik, henüz üstyapı yatırımını tamamlamasa da Tekkeönü Piri Reis Küçük Sanayi Sitesi’nde yer alıyor. Mehmet Atukeren, 1987’den bu yana faaliyette olan firmayı oğlu Mesut Atukeren’e devrettiğini söylüyor. Mehmet Atukeren, 6 tane teknenin yapımının sürdüğü tersane ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Arya Denizcilik olarak tamamı ahşap olmak üzere, balıkçı teknesi ve yat yapıyoruz. Şu anda yapımı devam eden teknelerden bir tanesi yat, diğerleri ise balıkçı teknesi. Bu teknelerin hepsi sipariş üzerine yapılıyor. Bu siparişlerin arkası da var. Ancak, tekneleri kaydettiremediğimiz için müşterilerimizi kaybetmeye başladık. Öncelikle elimizdeki siparişleri tamamlayacağız. Bunun arkasından da yeni siparişlere başlamak için kayıt sorunumuzun çözülmesini bekliyoruz.”
“Tekkeönü Piri Reis Küçük Sanayi Sitesi’nde yer alıyoruz. Bu bölgenin istimlak’ı 15 seneyi geçti, ilk kez bu yıl altyapı yatırımı için bir destek geldi. Ama bize sağlanan destek kadar da biz harcama yapmak zorunda kaldık. Şimdi binamızı yapmak istiyoruz ama bu konuda hiçbir destek göremiyoruz.”



Çelebi Yat
Hasan Çelebi
Çelebi Yat, 1990 yılından bu yana, Hisar Köyü’nde faaliyet gösteriyor. Firmanın çoğunlukla yat ve gezi tekneleri ve az da olsa  balıkçı tekneleri yaptığını belirten Hasan Çelebi, yapımı süren 7 tekneden birinin balıkçı teknesi, geri kalanlarının yat ve gezinti teknesi olduğunu söylüyor.


Hisar Köyü Muhtarı Adem Demirel, Hasan Çelebi ve Orhan Çelebi

Kurucaşile’deki tekne üreticilerinin birçok sıkıntısı olduğunu ifade eden Çelebi, şöyle konuşuyor: “Geçen sene 10. ayda sistemi kapattılar ve o tarihten bu yana ürettiğimiz tekneleri kayıt ettiremedik. Bu haldeyken yine sipariş alıp işimize devam ettik ama şu anda bu kayıt problemlerini aşmaya çalışıyoruz. Bu problemi aşarsak, işlerimiz gayet yolunda. Ama gerek bakanlık olsun, gerekse ilgili diğer kurumlar olsun bizimle ilgilenmiyorlar. Kurucaşile ahşap tekne yapımı konusunda belki de dünyanın en özel yeri. Ama yeterince destek göremiyor.”
“Burada ahşap olarak genelde kestane ağacı kullanılır. Eskiden bu bölgenin ağacını kullanırdık. Ama şimdi bu bölgede ağaç kesimi yok. Biz de Doğu Karadeniz’den getiriyoruz ama bu sefer de yol masraflarıyla daha pahalıya mal oluyor.”
“Kurucaşile’deki tekne üreticileri, sipariş açısından iyi durumda. Ancak özellikle CE Belgesi alırken ve tekneyi kayıt ettirirken sıkıntı yaşıyoruz. Geçtiğimiz aylarda Liman Başkanlığı yetkilileri gelerek yapımı süren teknelerimiz için gerekli bilgileri aldılar, en azından yapımı süren teknelerle ilgili geçici bir çözüm üretecekler.”

Çoban Denizcilik 
Hüseyin Çoban
Yat yapımı ve tasarımı konusunda hizmet vermek üzere 1984 yılında İstanbul’da kurulan Çoban Denizcilik, Tekkeönü iskelesindeki yerinde 30 yılda 60 yat üretmiş. Hüseyin Çoban, yeni teknolojilerle sanatkar hassasiyetini birleştiren firmanın, “gerilimli” sanayi kenti yerine, ahşap el işçiliği ve iyi ustalık için gerekli olan doğal çalışma koşullarının bulunduğu Batı Karadeniz’de çalışmalarını sürdürdüğünü söylüyor. 
Özel yapım teknelerle 13 metre boyunda “CsB 42” model kompozit projelere devam eden Çoban Denizcilik, Kurucaşile Limanı’nda açtığı yeni atölyesinde Belçika’lı bir turizm firması için 44 metre boyunda 3 direkli bir yelkenli yatın yapımını da sürdürüyor.



Hüseyin Çoban, ünlü “Golden Hind” kalyonu; Mutluluk filminde kullanılan Bill Dixon tasarımı “Anitta”; Bodrum Kupası’nın ve Mavi Yolculuğun başarılı tekneleri “Nostalgia” ve “Akın’A”; dünya turu yapan “Kayıtsız 3” ile yeni yelkenlileri “Arsima” (CsB42) ile “Granma” (CsB37)’nın Çoban Denizcilik’in tezgahından çıkmış en bilinen tekneler olduğunu anlatıyor.

Doğar Ahşap Tekne 
Arif Doğar



Kurucaşile Liman bölgesinde yer alan Doğar Ahşap Tekne, 8 metreye kadar balıkçı tekneleri ve yatlar yapıyor. Şu an 4 teknenin yapımını sürdüren firmanın sahibi Arif Doğar, şunları söylüyor: “Ben bu işe 6 yaşında babamın yanında başladım. O zamanlar büyük çektirme tekneler yaparlardı. Sonra o iş bitti, bugün 8 metreye kadar balıkçı tekneleri ve yatlar yapıyorum. Tek başıma çalışıyorum, özellikle eleman konusunda sıkıntı var. Şu anda 4 tane teknenin yapımına devam ediyorum. Teknenin tamamını, hatta makine montajına kadar ben yapıyorum. Sadece boyayı ben yapmıyorum. Buradaki bütün üreticilerin yaşadığı kayıt sıkıntısını biz de yaşıyoruz. Yapımı süren teknelerle ilgili şimdilik bir kolaylık gösterilecek. Burası 300 yıllık bir geçmişe sahip ve teknelerimiz, sağlamlığıyla bilinen tekneler. Dolayısıyla, kayıt sıkıntısı olmazsa bizim sipariş sorunumuz yok.”

Gücükler Tekne İmalathanesi
Erkan Gücük



Gücükler Tekne İmalathanesi, Hisar Köyü’nde yer alıyor. Çoğunlukla balıkçı teknesi ve zaman zaman da yat yapan firma, şu anda biri 15 metrelik bir yat, diğerleri balıkçı teknesi olmak üzere 5 teknenin yapımına devam ediyor. 35 yıldır bu meslekte yer aldığını ve 27 yıldır kendi adına çalıştığını belirten Erkan Gücük, şöyle devam ediyor: “Genellikle küçük tekneler yaptığımız için çok fazla tekne üretiyoruz. Sadece ahşap tekne üretiyoruz. Ahşap olarak, bu bölgenin kestane ağacını kullanıyoruz. Müşteri istediği takdirde maun gibi ağaçları da getirtiyoruz.”
“Hisar Köyü ve Tekkeönü’ndeki üreticiler olarak bir kooperatifimiz var. Denizcilik Müsteşarlığı’nın bize tahsis ettiği alanda Tekkeönü Piri Reis Küçük Sanayi Sitesi’nin altyapısını tamamladık. Burada atölyemizi kurup daha modern bir tesiste imalata devam etmek istiyoruz.”
“Müsteşarlık, üretim tesisleriyle alakalı genel bir kısıtlamaya gitti ve bu bizi çok etkiledi. Kasım ayından bu yana yaptığımız tekneleri belgelendiremiyorduk. Şimdi geçici bir düzenlemeyle, yapımı devam eden projelerimiz için yetkililer geldi, gerekli incelemeyi yaptı ve bu tekneler için belgelendirme yapabileceğiz. Ancak bu geçici bir çözüm. Yarın başka bir iş alsak belgelendirmesini yapamayacağız.”



Halk Pazarı Kayık İmalathanesi 
Hasan Büyükböcek



Kurucaşile Limanı’nda yer alan Halk Pazarı Kayık İmalathanesi, 9 metreye kadar balıkçı tekneleri ve gezi tekneleri üretiyor. Şu anda 8 teknenin üretimine devam eden firma ile ilgili bilgi aldığımız Hasan Büyükböcek, şunları söylüyor: “Ben 55 yaşındayım ve ilkokuldan çıktığımdan beri bu işi yapıyorum. Oğlumla birlikte çalışıyorum. Şu anda burada yapımına devam ettiğimiz, en büyük 9 metre olan 8 tekne var. Bunların hepsi sipariş. Ama şimdi bu tekneleri nasıl kayıt yaptıracağımızın telaşındayız. Burada üretici kodu kapanmayan 100 metrekare üzerinde 3 tane üretici var. onların üzerinden kayıt yapabiliyoruz. Burada bir kooperatifimiz var ama bir birlik oluşturamıyoruz. Bu kooperatif işine 40 yaşındayken girdim, 55 yaşına geldim, hiçbir şey olmadı. Bu veri tabanı işi birkaç ay uzasın, burada bu işi yapacak kimse kalmaz. Oğullarımdan biri gitti İstanbul’da çalışıyor. Ben, kendime yaptığım tekneyle kış aylarında balıkçılık yapıyorum. Biz bu işi bırakmak istemiyoruz ama sanki devlet bizi buna zorluyor. Bizim bu işi devam ettirmemiz için devlet kurumlarının bize kolaylık göstermesi lazım.”

Herbot Denizcilik
Kemal Aytan
Herbot Denizcilik, Kurucaşile merkezde yer alan, üretim tesisi gerekli şartları karşıladığı için kayıt sorunu yaşamayan  ender üreticilerden biri. Diğer üreticiler gibi ahşap tekneler üreten firma, özellikle motoryat konusunda uzmanlaşmış. Herbot Denizcilik, yakın bir zamanda kompozit üretimine de başlamayı planlıyor. 
Firmanın 1978 yılında kurulduğunu ve 1995 yılında şirkete dönüştürüldüğünü söyleyen Kemal Aytan, şu bilgileri veriyor: “Herbot Denizcilik olarak genelde motoryat yapıyoruz ve bu konuda uzmanlaştık. Burada 21 metreye kadar üretim yaptık. Bartın’da başka bir tersane ile beraber 50 metrelik bir tekne kurduk. Elimizde hazırda 17 tane tekne var. Yaptığımız tekneleri belli bir aşamaya kadar getirip bırakıyoruz. Çünkü sonrasına müşterinin istekleri doğrultusunda devam ediyoruz. Burada çalışan sayımızın 60 kişiye kadar çıktığı dönemler oldu. Bugünse daha çekirdek bir kadroyla devam ediyoruz.”


İsmail Ceyhan ve Herbot Denizcilik’ten Kemal Aytan

“Bartın’da yeni bir tersane aldık. Orada 100 metreye kadar tekne alabileceğimiz bir havuzumuz olacak. Orada daha çok kışlama, bakım-onarım yapmayı planlıyoruz. Aynı zamanda burada imal edeceğimiz tekneler için de bir showroom gibi kullanmayı planlıyoruz.”

Kuzey Gür Yat 
Dursun Gür





Kurucaşile’nin en köklü üreticilerinden Kuzey Gür Yat, Tekkeönü Piri Reis Küçük Sanayi Sitesi’nde, binasını tamamlamış ender firmalardan. 30 yıl önce atölyeyi üzerine alan Dursun Gür, ailenin kuşaklardır devam ettirdiği işi oğluna devretmeyi hedefliyor. 
“Dedem de, onun öncesinde büyük dedem de bu işi yapıyordu. Oğlum da Piri Reis Üniversitesi’nde Gemi İnşa Mühendisliği okuyor. Benden sonra da inşallah o devam edecek” diyen Dursun Gür, firma hakkında şu bilgileri veriyor: “Eskiden günlük tur tekneleri yapıyorduk, sonrasında yelkenliler yapmaya başladık, şu anda da daha çok motoryat, lobster ve trawler yapıyoruz. Bugüne kadar en büyük tam boyu 41,5 metre olan iki tekne yaptık. Polyester tekne üretimi konusunda da bir girişimimiz oldu ve bir kalıp da yaptık. Ancak Kurucaşile, ahşap teknesiyle tanınıyor. Dolayısıyla biz de ahşap yapıyoruz. Ancak polyester, seri üretime geçmek için önemli. Nakit akışı açısından da seri üretime geçmek önemli. Bu nedenle 10-12 metre arası birkaç model kalıp yapıp polyester tekne üretmek gibi bir düşüncemiz var.”
“Şu anda atölyemizde yapımı süren 7 tane tekne var. Bir tanesi motoryat, diğerleri trawler ve lobster. Bunların hepsi sipariş. Tabi bu siparişleri alabilmek için, İstanbul’la rekabet edebilmek için belli bir fiyat avantajımız var. Ahşap ve işçiliği neredeyse İstanbul’un yarı fiyatına yapıyoruz.”
“Burada balıkçı teknesi üretmek çok avantajlı. Çünkü balıkçı teknesi birkaç kalem maldan imal ediliyor. Ahşap, çivi, cıvata, boya macun vs. Bunlar burada kolay bulunuyor. Ama yat üretiminde işin içine donatım malzemeleri de giriyor. Yat üretiminde buradaki en büyük avantajımız ustalarımızın kalitesi ve buna rağmen işçilik maliyetimizin uygun oluşu.”



“Burada dönem dönem 35 kişilik ekiplerle çalıştığımız da oldu. Ama bugün 7-8 kişilik bir ekiple çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son yıllarda eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Çünkü 40 yaşın altında yeni gelen elemanlar yok gibi. Meslek lisemiz var ama bu bölgenin gençleri bu liseyi öncelikli olarak tercih etmiyor.”
“Burada anlaşmamıza bağlı olarak anahtar teslimi projeler de yapıyoruz, sadece kabuk da. Genelde müşterilerimizle anlaşırken teknenin ahşabını, boyasını ve mobilyasını biz üstleniyoruz. Donatım malzemelerinin satın alınmasını ise müşteriye bırakıyoruz. Çünkü bu malzemeler fiyat açısından da kalite açısından da çok değişken. Müşteri hangisini tercih ederse onu alıyor, montajını burada biz yapıyoruz.”
“Ürettiğimiz teknelerin tescili ile ilgili bir sıkıntımız vardı. Şimdi geçici bir yönetmelik yayınlandı. Buna göre, elimizde bitmiş ve başlanmış tekneleri tescil ettirebileceğiz. Yeni bir yönetmelik daha çıkacak, işyerlerinde yerine getirilmesi gereken belli kriterler var. Ancak burada Tuzla’daki büyük gemi tersanelerinden ne isteniyorsa bizden de aynı şey isteniyor. Aslında bunları biz de yapmak isteriz. Ama bu yatırımları yapacak maddi gücümüz yok. Çünkü biz burada bir anlamda ahşap tekne yapım kültürünü yaşatıyoruz. Burada kimse çok para kazanamıyor. Kimse arabasını yenileyemiyor ya da yeni bir ev alamıyor. Herkes ancak atölyesini idame ettirebiliyor. Özellikle iş güvenliği ile ilgili yapmamız gerekenler var. Ama bize bu konuda destek verilmesi gerekiyor. Zaten bu bölgenin altyapısı için sağlanan destek kadar biz de harcama yaptık. Daha fazlası bizi zorluyor.”



Soytürk Tekne İmalatı 
Hayri Soytürk


Hayri Soytürk ve Yazı İşleri Müdürümüz Uğur Doğan

Kurucaşile Liman’da yer alan Soytürk Tekne İmalat atölyesi, 4 metreden 9,5 metreye kadar balıkçı tekneleri üretiyor. Dedesi ve babasından sonra 3. kuşak olarak tekne imalatına devam eden Hayri Soytürk, şu anda yapımı süren 6 tane tekne olduğunu söylüyor. Kurucaşile’deki hemen hemen tüm üreticilerin baba-oğul ya da yakın akraba olarak çalıştıklarını belirten Soytürk, kendilerinin de Meslek Lisesi’nden gelen stajyer öğrenciyle beraber 3 kişi çalıştıklarını anlatıyor. Kurucaşile’de tekne yapım kalitesinin yanı sıra maliyetlerin de düşük olması sebebiyle sipariş konusunda hiçbir sıkıntıları olmadığını belirten Soytürk de diğer üreticiler gibi, kayıt sıkıntısından şikayet ediyor: “6 aydan beri kayıt sıkıntımız var. Veri tabanımız kapalı. Bütün esnaf faturasını, CE’sini düzenleyip veri tabanına giriş yapamadıkları için Liman Başkanlıkları kayıt yapamıyor. Tamir-bakıma açtılar, yeni imalata açmadılar. 2 gün önce Liman Başkanlığı geldi yapımı süren teknelerin fotoğrafı çekildi. Onlar için geçici bir çözüm üretilecek ama sonrası belli değil.”

Süzer Denizcilik 
Olcay Süzer



Süzer Denizcilik’in üretim alanı da Tekkeönü Piri Reis Küçük Sanayi Sitesi’nde yer alıyor. 49 yıldır tekne imalatı konusunda çalışan ve yaklaşık 30 yıldır kendi tersanesinin sahibi olan Olcay Süzer, şöyle konuşuyor: “Süzer Denizcilik olarak buradaki tüm üreticiler gibi ahşap tekneler yapıyoruz. Yat da üretiyoruz ancak daha çok balıkçı tekneleri yapıyoruz. Zaten yat yapımı daha uzun bir zaman gerektirdiğinden balıkçı tekneleri yapmayı tercih ediyoruz. Çünkü bir balıkçı teknesini 2 ayda teslim edebiliyoruz.”
“Şu anda tamamı sipariş 7 tane teknenin yapımına devam ediyoruz. Bunların arkasından bekleyen 7 siparişimiz daha var. Ayrıca görüştüğümüz, söz verdiğimiz projeler de var.”


Olcay Süzer, oğulları ve çalışanları

“Burada altyapı yatırımımızı tamamladık. Şimdi üstyapıyı yapacağız. Zaten, Denizcilik Müsteşarlığı bizim sayfalarımızı kapattı, bunu açtırmak için üstyapımızı tamamlamalıyız. Zaten para kazanmak için de bu yatırımı yapmamız gerekiyor. Çünkü paralı müşteri buraya gelmiyor. Daha modern tesisler istiyor. Bu tersane yatırımını yapınca rahatlayacağız ama bunu yapabilmek için de desteğe ihtiyacımız var. Destek olmadığı sürece kendi gücümüzle yapmamız çok zor.”

Yılmaz Tekne ve Yat
Yılmaz Canbaz
Kurucaşile Limanı’nda yer alan Yılmaz Tekne ve Yat atölyesi, 4 tane teknenin yapımına devam ediyor. Firmanın sahibi Yılmaz Canbaz, Meslek Lisesi’nden gelen stajyer öğrencileri saymazsak tek başına çalışmalarını sürdürüyor. Canbaz, şunları söylüyor: “Burada Osmanlı’dan beri tekne yapılır. Biz de dördüncü nesildir aynı işi yapmaktayız. Ben çocukluğumdan beri bu işin içindeyim. Babamın yanında başladım. Burada projeye göre değil, göz kararı yaparız. Ahşap işinin yanında elimizde iş çok değilse boyasına kadar herşeyi kendimiz yaparız.”


Yılmaz Canbaz ve stajyer öğrenciler

“Şu an yapımı devam eden 4 tane tekne var. 5 tane de yapacağımız sipariş var. İşimiz var ama üretici kodlarımızda problem var. Sonuçta biz üreticiyiz, herkes vergisini de veriyor. Biz buradan yurtdışına bile tekne yaptık. Bu işin önünün kapanmaması lazım. Burada tekne yapımı üzerine okul açıldı ama tekne üreticileri yaptıkları tekneyi kaydettiremiyor. Önümüzü göremediğimiz için yeni sipariş de alamıyoruz. Bu işin devamı isteniyorsa, bize kolaylık gösterilmeli. Burada artık genç nesil bu işten kopuyor. Ben 30 yaşındayım, burada bu işi yapan en genç insanlardan biriyim. Babam vefat etmese belki ben de bu işi yapmazdım.”
 

---

R E K L A M