
|
Yavuz Sipahi: "Ekonomik Gelişmeyi Yansıtma Sırası Denizcilikte"![]()
Türkiye'nin son 10 yıldır yaÅŸadığı ekonomik geliÅŸmeyi otomotiv, tekstil gibi birçok alana yansıttığını söyleyen Yavuz Sipahi, "Åžimdi sıra denizcilikte" diyor... Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) eski Başkanı Yavuz Sipahi, denizcilik sektörünün gelişimiyle ilgili görüşlerini dergimizle paylaştı. Yat ve Tekne Endüstrisi Federasyonu (YATEF)’nun önceki dönem başkanlığını da yapan Sipahi, Türkiye’de yat yapım sanayiinin gelişmesi için amatör denizciliğin desteklenmesinin şart olduğunu söylüyor. Türkiye’nin Akdeniz’de en büyük kıyı şeridine sahip ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Sipahi, “76 milyonluk bir nüfusumuz var ve bunun yüzde 70’i 40 yaş ve altında. Hatta öğrenci nüfusumuz Yunanistan’ın iki katı. Bütün dünya nüfusu yaşlanırken bizim çok dinamik bir nüfusumuz var. Bunun yanında son 10 senedir de bütün rekorları, istatistikleri altüst eden bir ekonomik gelişme göstergeleri var. Bu gelişmeyi henüz denizcilik alanına yansıtamasak da otomotiv, tekstil gibi birçok alanda bu gelişmeyi görüyoruz. Şimdi sıra denizcilikte.” diyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı başta olmak üzere hükümetin denizcilik sektörüne yönelik yeni hedefler belirlediğini söyleyen Sipahi, “Örneğin, Cumhuriyetimizin 100. yılı olacak 2023’te birçok rekorların yanı sıra deniz sektörü bağlama kapasitesinin en az 50 bin olması hedefleniyor ki, aslında bu da yetersiz. İstanbul’un sadece tarihi ve kültürel turizmle değil, kruvaziyer turizmle de yine bir dünya başkenti olması hedefleniyor. Nitekim yavaş yavaş başladı hareketler; antrepolar değişiyor, limanlar taşınıyor, mevcut limanlar da yeniden ele alınıp, günün şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun hale getiriliyor. Hedef, sadece denizden yaklaşık 15 milyon insanın İstanbul’a gelmesi. Genç nüfus ve gelişen ekonominin yanı sıra denizciliğe yönelik böyle uzun süreli yatırımlar yapmak ve bu beklentileri ortaya koymak, bütün dünyanın gözünü Türkiye’ye çeviriyor; Türkiye’yi cazip bir pazar haline getiriyor.” şeklinde konuşuyor. Türkiye’de son yıllarda artan milyoner ya da zengin sayısının dünyaya oranla daha fazla olduğunu belirten Yavuz Sipahi, şöyle devam ediyor: “Bu da demek ki, Türkiye’deki denizciliğin gelişimi açısından sorun para değil. Maalesef denizi bir yaşam biçimi haline getiremedik. Deniz kültürünü tam oluşturamadık. Deniz kültürü oluş- madığı zaman insanlar ya denizden uzak duruyorlar ya da denize kıyıdan bakmakla yetiniyorlar.” “Biz abartmayı seven bir toplumuz. Ya yat diyoruz ya da kayık. Bunların arasındaki botları, tekneleri yok sayıyoruz. Ya balıkçı barınağı diyoruz ya da marina. Bugün Fransa’da 278 bin bağlama yeri var ama bunların hepsi marinalarda değil. Daha uygun koşullarda insanların teknelerini güvenle bağlayabilecekleri bağlama yerlerine ihtiyacımız var. Bu noktada da belediyelerin büyük önemi var. Boğaz’da başlatılan belediyeye ait Tekne Parklar gibi yeni projelere ihtiyacımız var. Bütün dünyada trend bu yönde. Bunun yanı sıra insanlar küçük teknelerini denizde tutmak zorunda da değiller. Avrupa’da en fazla 4X4 aracı olan ülkeyiz. Bu insanların çoğunun kendine ait bahçeli evleri, kapalı ya da açık garajları da var. Yani, teknelerini kullandıktan sonra, araçlarına bağlayıp garajlarına götürebilirler. Bunun için de bu teknelerin kolayca denize atılıp çekilebileceği rampalara ihtiyaç var. Ama Türkiye’de böyle bir şey yok, çünkü burada rant yok.” “Bütün bu eksikliklerin yanı sıra bir de ÖTV ve ciddi bir KDV oranı var. Bu ikisi bir araya gelince insanlar, özellikle başlangıç ve orta sınıf tekneler için bunu ödemekten imtina ediyorlar. Hepsinden önemlisi, (tabi bu bir devlet politikası olabilir ama) dünyanın en pahalı yakıtına sahibiz. Bu da bir engel, çünkü küçük tekne sahibi insanlar tekneleri olmasına rağmen yeterince kullanamıyorlar. Böyle olunca da insanlar, kullanamayacakları tekneyi almaktan da vazgeçiyorlar.” “Hükümet tarafından amatör denizciliğin öneminin fark edilmesi, bunun vurgulanması ve 5 yıllık planlarda ortaya koyulması pozitif olaylar. Ama ülkemizin bulunduğu bölge, dış etkilere çok açık olduğu için zaman zaman öncelikler değişebilir. Bu nedenle, hükümeti ya da ilgili birimleri bu konuda sürekli hassas tutabilmek, uyanık tutabilmek için kamuoyu şart. Bu kamuoyu; denizi kullanmak isteyip onun özlemini çekenler, amatör denizciler, onlara destek veren ve bunun için yatırım yapan bizim gibi sektör temsilcileri ve medyanın desteğiyle oluşturulabilir. Hep beraber bu konuyu gündemde tutarsak, alınması düşünülen, alınması sıraya konulan birtakım kararlar öncelik alır.” “Bildiğiniz gibi, sektörün biraraya gel- mesi ve sorunlarının aşılması için çaba gösteren DENTUR’un yönetiminde uzun yıllar görev aldım, başkanlığını yaptım. Amatör Denizcilik Federasyonu’nu kurduk ve onun Yönetim Kurulu’nda insanlara ulaşmaya çalıştık. Yerli tekne üreticilerimizi daha kolektif ve rekabetçi bir duruma getirebilmek için Yat ve Tekne Endüstrisi Federasyonu’nu kurduk. Onun da Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptım ve sonrasında görevi devrettim. DENTUR olarak, uluslararası alanda da sesimizi duyurmak ve uluslararası düzeyde alınıp bizim de uymak zorunda kaldığımız kararların içinde etkin olarak yer almak adına, uluslararası kuruluşlara da üye olmaya başladık. Bunlardan bir tanesi de ICOMIA. ICOMIA’ya üyeliğimizin ardından, ilişkilerimiz geliştikçe ICOMIA’nın icra komitesine seçildim ve geçen yıl da Başkan Yardımcısı oldum. Buradaki çalışmalarımız sırasında da gördük ki, Türk denizcilik sektörüyle ilgili çok olumlu düşünceler ve ciddi beklentiler var. Biz denizcilik sektöründeki sıkıntılarımızı anlattığımızda, ‘Avrupa’daki sıkıntılara göre çok da önemli olmadığını’ ifade ediyorlar. Böyle olunca biz de daha pozitif düşünmek zorundayız. Nitekim, ülkemizin sahip olduğu potansiyel ve özellikle Dünya Kültür başkenti konumundaki İstanbul’u görme arzusunun yarattığı cazibe ile ICOMIA tarafından her yıl farklı ülkelerde düzenlenen ve tüm bağlı çalışma gruplarının iştirak ettiği Genel Kurul Toplantısı’nın ülkemizde yapılmasına yönelik talebimiz uygun görüldü ve bu toplantının; DENTUR’un ev sahipliğinde, 2014 yılı Haziran ayının ilk haftasında İstanbul’da yapılmasına karar verildi. Yine bugüne kadar aynı ülkede bir arada hiç yapılmamış olan ‘WMC – Dünya Marinacılar Konferansı’ da, ICOMIA toplantısının hemen öncesinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Bu toplantılara; konusunda yetkin ve deneyimi olan uluslararası girişimciler, denizcilikle ilgili her ülkenin önde gelen dernek ve federasyon temsilcileri, marinacılar, mega ve süperyat imalatçıları, çevreci kuruluşlar katılacak.” “Ülkemiz denizciliği her geçen gün daha ileriye gidiyor. Bu ilerleyişin kalıcı olması için denizciliği bir yaşam biçimi haline getirmemiz gerekiyor. Bu konuda sektördeki firmaların da çaba göstermesi gerekiyor. Biz Burla A.Ş. -Yamaha Grubu olarak; ‘7’den 70’e Denize’ adıyla bir program uyguluyoruz. 8 yıldır farklı bölgelerde uyguladığımız bu programla, 8-12 yaş aralığındaki ilköğretim çocuklarına ve onların velilerine, ‘birlikte ekip oluşturmalarının amaç ve faydalarını anlatan, denizin emniyetle kullanılması suretiyle denizi onlara sevdirmeyi hedefleyen, denizin bir yaşam biçimi olduğunu vurgulayan’ kısa süreli kurslar düzenliyoruz. Sektördeki farklı firmaların da buna benzer çalışmaları var. Ancak, itiraf etmeliyim ki çok yetersiz. Hem sektördeki firmalar olarak, hem de sosyal sorumluluk konusunda öncü olması gereken yerel idareler olarak bu çalışmaları ne kadar artırırsak, denizciliğin gelişimi de o oranda artacaktır.” İlginizi çekebilir... Sanatçı Belma Bozkurt, 'Denizde Eko- Sanat Terapisi, Yeni Nesil Yaklaşımın İlk ÖrneÄŸi'Yelkenfest Yelken Okulu iÅŸbirliÄŸi ile sanatçı Belma Bozkurt moderatörlüğünde Eko-Sanat Terapi için Pendik Marina'dan Sedef Adası'na doÄŸru yelk... Cem HüroÄŸlu; 'Data Hidrolik için 2022-23 yılları beklentilerin üzerinde geçti. 2024 yılından da geçen senenin üzerinde bir talep bekliyoruz'Data Hidrolik Makina Sanayi A.Åž. Satış ve Pazarlama Direktörü Cem HüroÄŸlu, firmasının 2024 planlarını, yurtiçi ve yurtdışı fuarlar hakkındaki deÄŸerlen... Baran Akalın: "Hem Karada, Hem de Denizde Kullanılabilecek Karavan Projemiz Var"Aslında mimarım, Haliç Üniversitesi'ni bitirdikten sonra San Frans. Academy of Art'ta yüksek linans ve endüstriyel tasarım doktorası ile 4 sen... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.