
|
DENTUR Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Sirkecioğlu: "Sektör Yüzde 70 Oranında Yavaşladı"![]()
Türkiye'deki yat ve tekne üretim sektörünün dünya genelinde sektörde yaşanan krize bağlı olarak yaklaşık yüzde 70 oranında yavaşladığını, bunun nedenlerinden birinin de yurtdışından getirilen ikinci el tekneler olduğunu belirten DENTUR Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Sirkecioğlu, yurtdışından getirilen ikinci el teknelerin satışında mutlaka bir düzenleme yapılması gerektiğini söylüyor... Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR)’nin, 2013 organizasyonunun yanı sıra 2014 ve 2015 yılları için de CNR Holding’le anlaştığı Avrasya Boat Show Fuarı, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Fuarın ardından organizasyonla ilgili düşüncelerini almak için DENTUR Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Sirkecioğlu’nu ziyaret ettik. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen, DENTUR’un da üyesi olduğu Yat ve Tekne Endüstrisi Federasyonu(YATEF) Genel Kurulu’nda YATEF Başkanlığı’na da seçilen Alpaslan Sirkecioğlu, fuarla ve sektörle ilgili görüşlerini dergimizle paylaştı... Türkiye’deki yat ve tekne üretim sektörünün dünya genelinde sektörde yaşanan krize bağlı olarak yaklaşık yüzde 70 oranında yavaşladığını söyleyen Alpaslan Sirkecioğlu, “Türkiye’deki yat ve tekne üreticilerinin en önemli pazarı Avrupa. Avrupa’da üretilen tekneler, yapım tekniği ve tekne tipinden gelen özellikleri nedeniyle daha uygun fiyata pazara sunuluyor. Bu tekneler aynı zamanda bilinen markalar tarafından üretilince bir tercih sebebi olabiliyor. Ancak Avrupalı denizseverler, kendilerinde olmayan ve Türkiye’de başarıyla yapılan el işçiliğinin yoğun olduğu tekneleri çok takdir ediyor bunun bedelini rahatlıkla ödüyorlardı. Ancak Avrupa’da yaşanan krizle birlikte bu zar çok yavaşladı.” diyor. Yurtiçi pazarda ise, yurtdışından getiren ikinci el teknelerin sektöre, tekne ithalatçılarının yanı sıra yabancı markaların Türkiye distribütörlerine de büyük darbe vurduğunu söyleyen Sirkecioğlu, Avrupa’daki kriz nedeniyle ortaya çıkmış yük bir ikinci el tekne stoğu var. Avrupa'daki durgunluktan sonra Türkiye yeni pazar olarak görülüp bu tekneler Türkiye piyasasına pazarlanmaya çalışılıyor. Her ne kadar ikinci el teknelerin ithalatı sak da olsa, yabancı bayraklı teknelerin Türk karasularına seyrini düzenleyen 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu bir kılıf olarak kullanılarak bu tekneler Türkiye’ye getiriyor. Neredeyse batmış ülkelerden yok hasına getirilen bu teknelerle, ne sıfırdan emek yoğun bir şekilde tekne üreten üreticilerimizin ne de tekne ithalatçılarımızın rekabet etmesi mümkün değil. Biz bunun kesinlikle önlenmesi gerektiğini savunuyoruz ve sonuna kadar da savunacağız.” şeklinde konuşuyor. Malzeme ve ekipman üretiminde zayıfız Türkiye’nin yat ve tekne üretiminde dünyada ilk 5’te olduğunu ifade eden Sirkecioğlu, bu açıdan bakıldığında Türkiye’deki malzeme ve ekipman üreticisi sayısının çok az olduğunu belirtiyor. Bunun en güzel göstergesinin de METS Fuarı olduğunu sözlerine ekleyen Sirkecioğlu, şöyle devam ediyor: “Dünyanın en önemli malzeme ve ekipman fuarlarından olan METS’teki ülkesel katılımcılara baktığınızda ne kadar az sayıda firma tarafından temsil edildiğimiz görülüyor. Bunun da en önemli sebebi henüz bir sanayi ülkesi ola- mamamız. Çünkü sanayicilik bir birikimdir. İngiltere’deki sanayi devriminin tarihi ile Türkiye’deki sanayi devriminin tarihine baktığımızda arada 200 yıllık fark görüyoruz. Aynı zamanda denizcilik sektöründe de çok yeniyiz. British Marine Federation, bu yıl 100. kuruluş yılını kutluyor. Bizimse almamız gereken çok yol var.” “Hem tekne inşada hem de malzemede birçok dezavantajımız var. Biz dünyanın en pahalı elektriğini, en pahalı yakıtını kullanırız. Dolayısıyla en pahalı enerjisini kullanırız. Biz de, Finlandiya’daki ya da Çin’deki gibi devlet tarafından verilmiş bedava yerler yoktur. Birtakım bölgesel yatırım teşvikleri vardır ama gidip Güneydoğu’da bir tekne üretim tesisi kuramazsınız. Özellikle eğitimli eleman eksiğimiz çok büyük. Sektörde el becerisi çok iyi ustalarımız var, ama bunu teknik altyapıyla, eğitimle desteklemediğiniz zaman ilerleyemiyorsunuz. Tekne inşa sektörüne eleman yetiştirecek meslek okullarımızın sayısı çok az. Bunlar sadece imalattaki eksikliklerimiz. Tekne bağlama alanlarının azlığı, marinaların pahalılığı gibi denizcilik kültürüyle ilgili eksikliklerimize hiç girmiyorum bile.” “Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, çünkü eksilerimiz çok. Ama artılarımız da var. Firmalar çok büyük olmadığı için çok daha esnek bir yapıya sahipler ve değişime çok çabuk ayak uydurabiliyorlar. Yani hantal bir yapıları yok ve şirket içi bürokrasi mümkün olduğu kadar az. Artılarımızdan biri bu. Bunun yanında Türk misafirperverliği, insani ilişkilerimizin Avrupa’daki müşterilere çok sempatik gelmesi gibi birtakım alışkanlıklarımız da var. ‘Ben o insanları çok sevdim, teknemi Türkiye’de yaptıracağım’ diyen kişilerle bile karşılaşıyoruz. En önemli artılarımızdan biri ise özellikle ahşap işçiliğinde el becerisi çok iyi ustalarımızın olması. Ama söylediğim gibi, bu becerilerimizi eğitimle ve teknik bilgiyle desteklememiz lazım.” Avrasya Boat Show oldukça başarılı geçti Avrasya Baot Show’la ilgili değerlendirmelerinde ise fuarın oldukça başarılı geçtiğini söyleyen Alpaslan Sirkecioğlu, fuarın başarısının fuarda gerçekleştirilen satışla değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti. “Fuar başkadır, satış başkadır” diyen Sirkecioğlu, “Fuara sadece satış yapmak amacıyla gelmişseniz, istediğinizi bulamamış olabilirsiniz. Bizde yıllardır, fuarlar sıcak satış noktası gibi görülmüştür. Bunun yanlış bir kanaat olduğunu düşünüyorum. Çünkü fuar süresince yaşanacak küresel veya yöresel herhangi bir ekonomik veya siyasi dalgalanma, en basitinden ani bir kur değişimi bile fuardaki sıcak satışları bazı firmalar için pozitif bazı firmalar içinse negatif olarak etkiler. Bu fuarın başarısız olduğu anlamına gelmez.” diyor. Fuarın özellikle konsept yerleşimi açısından çok başarılı olduğunu, motoryatların, yelkenlilerin ya da küçük teknelerin belirli salonlarda toplanmasının ziyaretçiler açısından da olumlu bulunduğunu sözlerine ekleyen Sirkecioğlu, gördüğümüz ufak tefek aksaklıkları da gidererek 2014’te çok daha başarılı bir fuar yapacağımızı söyleyebilirim.” ifadelerini kullanıyor.” DENTUR’un fuar organizasyon firmasının seçimi için 2 ay süren bir şartname hazırlama ve 1 ay süren teklif alma-değerlendirme süreci geçirdiğini belirten Sirkecioğlu, “CNR, NTSR ve TÜYAP olmak üzere 3 firmaya bu şartnameyi yolladık ve bu şartname dahilinde teklifler istedik. Birçok kriter ortaya koyduk ve bu kriterleri ağırlıklı ortalamaya göre değerlendirdik. Çünkü her şey fiyat, lokasyon ya da bedava internet erişimi değildir. Bunların hepsi önemlidir ama toplam içinde hepsinin farklı bir ağırlığı vardır. Eğitim sistemindeki ağırlıklı not ortalaması gibi; bir resim dersi ile bir matematik dersi aynı ağırlıkta değildir. Ortaya koyduğumuz kriterlerin ağırlıklarını kendi içimizde tespit ettik. Aldığımız teklifleri buna göre değerlendirdik ve ondan sonra oyladık.” şeklinde konuşuyor. CNR’la yapılan anlaşmanın 2013 yılının yanı sıra 2014 ve 2015 yıllarını da kapsadığını söyleyen Sirkecioğlu, şöyle devam ediyor: “Her fuarda, her organizasyonda birtakım aksaklıklar olur. Çünkü işin içinde insan unsuru var. Bu organizasyonda da bazı aksaklıklar olmuş olabilir ama bunlar kayda değer olaylar değildir. Fuar şirketinin organizasyonla ilgili yükümlülüklerini yerine getirdiğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz.” 2014’teki fuarda seminerler yaygınlaşacak Fuarda düzenlenen seminerlere de dikkat çeken Sirkecioğlu, şunları söylüyor: “İlk defa bu sene başlayarak, DENTUR olarak üyesi olduğumuz ICOMIA (International Council of Marine Industry Associations- Uluslararası Denizcilik Endüstrisi Dernekleri Birliği)’nin Teknik Müdürü ve Çevre Faaliyetleri Müdürü’nü Türkiye’ye davet ettik ve 3 gün süren bir seminerler dizisi yaptık. Bu seminerlerin programını da hem üyelerimize hem de üyemiz olmayan firmalara mail yoluyla duyurduk. Ancak öyle sanıyorum ki; özellikle info maillerde, mailler doğru bir süzgeçten geçirilmiyor. Sektörün Türkiye’deki böyle bir organizasyona sahip çıkması açısından bakarsak, seminerler başarılı oldu diyebiliriz. Ancak başka bir açıdan da birçok firma ayağına kadar gelen böyle bir fırsatı değerlendiremedi. Örneğin 3. gün düzenlenen Süperyat üretimiyle ilgili seminerimize hiçbir süperyat üreticisi firma gelmedi. Yine de seminerlerin başlangıç için başarılı olduğuna inanıyorum. 2014’te de bu konferansları 3 günden daha fazlaya yaymayı düşünüyoruz.” Dünya Marinalar Konferansı ve ICOMIA 2014 Konferansı, 2014’te Türkiye’de yapılacak “2014 yılında Dünya Marinalar Konferansı’nı ve ICOMIA 2014 Konferansı’nı da Türkiye’de düzenleyeceğiz. DENTUR ev sahipliğinde İstanbul’da düzenleyeceğimiz organizasyonlardan Dünya Marinalar Konferansı, 2-3-4 Haziran, ICOMIA 2014 Konferansı da 4-5-6-7 Haziran tarihlerinde Istanbul’da gerçekleştirilecek.” İlginizi çekebilir... Sanatçı Belma Bozkurt, 'Denizde Eko- Sanat Terapisi, Yeni Nesil Yaklaşımın İlk Örneği'Yelkenfest Yelken Okulu işbirliği ile sanatçı Belma Bozkurt moderatörlüğünde Eko-Sanat Terapi için Pendik Marina'dan Sedef Adası'na doğru yelk... Cem Hüroğlu; 'Data Hidrolik için 2022-23 yılları beklentilerin üzerinde geçti. 2024 yılından da geçen senenin üzerinde bir talep bekliyoruz'Data Hidrolik Makina Sanayi A.Ş. Satış ve Pazarlama Direktörü Cem Hüroğlu, firmasının 2024 planlarını, yurtiçi ve yurtdışı fuarlar hakkındaki değerlen... Baran Akalın: "Hem Karada, Hem de Denizde Kullanılabilecek Karavan Projemiz Var"Aslında mimarım, Haliç Üniversitesi'ni bitirdikten sonra San Frans. Academy of Art'ta yüksek linans ve endüstriyel tasarım doktorası ile 4 sen... |
|||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.