
"Deb-i Kadîm" Buharlı Tekne projesi![]()
Özkan Furkan Ceyhun Maltepe Üniversitesi, Gemi ve Yat Tasarımı Bölümü öğrencisi Denizi birçok kez, çeşitli şekillerde tecrübe ettim. Bunun, tasarım yaparken bana bir avantaj sağladığını görüyorum. Teknolojiyi ama aynı zamanda eskiyi seviyorum. Retro, her zaman ilgimi çekmiştir. Yaptığım ilk tasarımın bir buharlı tekne olması bu yönümün bir yansımasıdır. Yaptığım tasarım bir okul projesi, ancak ben bu konuya, bir okul projesinden daha da ciddi bakıyorum. Tasarımını yaptığım tekneyi üretmeye hazır hale getiriyorum. Otomotiv sektöründe, eski arabalara olan ilgi karşımıza sıkça çıkmasına rağmen; eski deniz araçlarına ilgi, Türkiye’de, bu yöndeki eksiklerden biri olarak göze çarpıyor. Bunun en büyük sebebi, teknenin, bir lüks tüketim nesnesi olarak değer görmesi ve gelişen teknolojiyle birlikte eskilerin yok olmaya başlaması. Dikkatimi çeken bu konu, buharlı tekne yapma isteğimdeki en büyük etkendir. Tarihi 18. yüzyıla kadar uzanan bu eski teknoloji, Avrupa ve Amerika kıtalarında sayılı kişiler haricinde unutulmuş durumda. Araştırmalarım sonucunda, bu kıtalardaki bazı insanların, bir kültür ögesi olarak, buharlı tekne kültürünü yaşatma çabasında olduğunu tespit ettim. Hedefim, Türkiye’de de, bu kültürün canlanmasına, bir nebze olsun katkıda bulunabilmek. Buharlı tekne kullanımı, her ne kadar zahmetli ve kirli bir iş olsa da, yeni teknoloji ile beraber, alternatif yakıtlar bunun daha temiz ve çevreci olmasına yardımcı olmakta. Pellet yakıtı alternatiflerden yalnızca birisi. Hocalarıma buharlı tekne fikrini açıkladığımda, ilk başta bazı fikir ayrılıkları yaşandı; İki kez vazgeçmiş olmama rağmen, hocalarımın desteğini alarak tekrar kararlılıkla projeme odaklandım. Yaptığım şey, cesaret istiyordu. Fakat tek başıma altından kalkabilmem gerçekten çok zordu. Günümüzde insanların sadece nostaljik olduğu için tekneme yönelmesini beklemek saçma olurdu. Bu araç, ihtiyaçları, karşılanabilecek en üst düzeyde karşılanmalıydı. Teknemi diğer teknelerden ayıran özellik, buhar kazanının oluşu. Bu, beraberinde diğer motorlara oranla, fazla ses çıkması sorununu getiriyor. Ancak bunu pek dikkate almadım. Sonuçta bu motorun karakteristik bir özelliği ve bunu engellemek teknenin amacına aykırı olurdu. Yine bu amaç doğrultusunda teknemde kadifeden döşemelik kumaş kullandım. Kadife kullanmamın tek sıkıntısı, ıslandığında kolay kurumayan bir kumaş olması. Özellikle deri gibi bir alternatifi varken tercihim kötü görünebilir. Fakat teknemin 7 metre olması, zaten onu kötü havalarda denize açılmak için mantıksız bir seçim haline getiriyor. Ayrıca kırmızı kadifenin, ahşap ile uyumlu olduğunu, kırmızı rengin, ahşabın sıcaklığını biraz daha belirginleştirdiğini düşünüyorum. Buna, buhar kazanının sıcaklığı da eklenince, ortaya, kullanıcı üzerinde yaratmak istediğim psikolojik etki çıkıyor. Teknemi diğer buharlı teknelerden ayıran bir özellik, araç içinde bir tuvaletin bulunması. Buhar makineli tekneler, insanların, içerisinde kısa zaman geçirebileceği bir tekne türü. Bu nedenle tekne sahibinin yatması için kullanılacak bir alana ihtiyaç duymadım. Bunun yerine, o alanı kullanarak insanların zor durumda kalmalarını engellemek için, tuvalet koymayı tercih ettim. Teknede yeke kullanılmasının amacı, boş alanı genişletmektir. Ayrıca, tekne küçük olduğu için, manevra insanı pek zorlamıyor. Kıç bölümdeki oturma bölümü, tekneyi hem sağlak hem solak insanların kullanmasını sağlıyor. Her oturma bölümünün altında dolaplar bulunuyor. Bunları, yakıt deposu, ilkyardım malzemeleri, buzdolabı ve kişisel tercihe göre kullanılacak boş bir dolap olarak bölümlere ayırdım. Herhangi bir terslik durumu için bir çift de kürek bulunuyor. “Deb-i Kadîm”, “eski gelenek, eski usül, eski adet” anlamına geliyor. Bu, teknemi özetle anlatan bir isim. Teknenin tam boyu 7, genişliği 1.96 metre. Teknenin karinası, koyu renkli meşe ağacından, karina ve güverte haricindeki her şey (omurga ve postalar da dahil) açık renkli dişbudak ağacından, güvertesi tik ağacından. Teknemin Türkiye’de buharlı teknelere duyulan ilginin artmasına yardımcı olacağına inanıyorum. Eskinin yeniyle harmanı olan bu tekne, kenarda durmak için tasarlanmadı. İnsanlar bununla çıkıp kafa dinleyebilir. Teknenin buhar kazanıyla uğraşmak, birkaç arkadaşınızı alıp ağır ağır uzaklaşmak ve anı hissetmek, iyi bir vakit geçirme yöntemdir. Her şeyin içinde, her şeyden uzaklaşmak mümkündür ve insanlar bunu unutmuş görünüyor. Kim bilir? Belki Deb-i Kadîm; bu derde devadır. İlginizi çekebilir... TAYK 30 Ağustos BMW Borusan Otomotiv KupasıBorusan Otomotiv'in Türkiye temsilcisi olduğu BMW'nin sponsorluğu ve Türkiye Açıkdeniz Yarış Spor Kulübü (TAYK) iş birliğiyle gerçekleştirilen... Doğuş Marine'in Temsil Ettiği Markalar Cannes'da Sahne AlıyorDoğuş Marine, dünyanın en prestijli yatçılık etkinliklerinden biri olan Cannes Yachting Festival'e Türkiye distribütörlüğünü yürüttüğü Aerofoils, ... Data Hidrolik'ten Genç Mühendis Adaylarına Önemli KatkıData Hidrolik Yönetim Kurulu Üyesi Cem Hüroğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü Danışma Kurulu'na S... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.