SATICI korumayan sistem yanlışlarıydı. Bir yerde onların yanlış tutumları, sistemsiz çalışmaları bizi toptancı ve devamında ithalatçı bir firma haline getirdi.Benim meslek lisesinden tekniğe yönelik yatkınlığım ile amcamın ticaret deneyimini birleştirip hızlı bir çıkış yakaladık. Müşterilerimiz üzerinde yarattığımız özgüvenin bu başarıda büyük payı olduğunu da kabul etmek gerekir. Müşterinin ihtiyaçlarım biz kendi ihtiyaçlarımız gibi görüyoruz. Müşteri satmadığımız bir malı iki-üç kere sordugunda o mal benim ilgimi çekiyor. O malı bulundurup satmaya çalışıyordum. Eskiden ithalat çok azdı. Krom malzeme yoktu, san agırlıklı olarak çalışıyorduk. Krom talepleri gelince bu malzemeleri bazı atölyelerde yaptırıp satmaya başladık. Simine pompası yoktu. Pimaş borulardan kolla çalışan manuel sintine pompalan satıyorduk. Türkiye'de plastik usturmaça bulmak bile mümkün değildi. Biz plastik top yapan bir fabrikada kalıplar yaptırıp, usturmaça üretmeye başladık. Fabrika top üretiminin düştü.ğü kış aylarında sadece bizim için usturmaça üretimi yapıyordu. Akhisar'da ziraat aletleri yapan atölyelere yatlarda ve gemilerde kullanılan zincir kilitlerini, küçük krom atölyelerine de yelkenli teknelerde kullanılan liftinleri yaptırmaya başladık. Bu ürünleri o dönemde Türkiye'nin her yerine biz dağıtıyorduk. Herkes tersanelere götürüp mal satarken siz, malı hep satıcılara götürdünüz. Bunu bilinçli olarak mı yaptınız? Ben hiçbir zaman mal sattıgunız müşterimin bölgesine gidip satış yapmayı düşünmedim. Hiçbir bölgenin tersanesine yat limanına gidip, bir teknenin üstüne çıkıp, fiyat vermedim, böyle bir şey hiç düşünmedim. Böyle yaptığımız için de satıcılar sezon başı bize gelip toptan mal alıp, çekinmeden borca girebiliyorlar. "Saray denizcilikten biri gelip benim bölgemde bu malı satar, bu mallar elimde kalır" endişesini taşımıyorlar. Ben "bayilerimin satışlarına katkı olsun" diye kataloglarımın arkasına adresimi bile yazmıyorum. Bayilerimin aldıgı malı kime sattığıyla ilgilenmem. Önemli olan satılan malım benim malım olmasıdır. Bu strateji bizi hep ileriye ve başarıya götürdü. Distribütörlüklerde yaşanan sorunlar sizi nasıl etkiledi? 20 yıl önce yat aksesuar ithalatında büyük firmalarla ile çalışmaya başladık. Türkiye'deki distribütör firmalardan çok çeşitli mallar alıp, hızlı biçimde pazarlıyorduk. Biz alt yapısı olan bir firmayız, irili ufaklı 200'ün üzerinde dükkan müşterimiz var.Bizim satışlarımızdan bazı distıibütörler rahatsız oldu. Önümüzü kesmek için yaptıkları girişimler bizim ithalata geçişimizi hızlandırdı. 1994 yılında parça parça bazı mallan dogrudan kendim ithal etmeye başladım.1996 yılında da sattıgım malların büyük bölümünün ithalatını ben yapmaya başladım. PERPA'ya geçişiniz nasıl oldu? l 993'de amcamın vefatından sonra kafamdaki büyüme projesini gerçekleştirebilmek için PERPA'ya geçmeyi tercih ettim. Karaköy Perşembe Pazarı yıllarca ticaretin merkezi oldugu için PERPA'ya geçerken herkes gibi bende biraz tedirginlik duyuyordum. Ancak Karaköy dükkanların ufaklıgı, sokakların darlıgı gibi nedenlerle büyüyen ihtiyaçlara cevap veremez hale gelmişti.PERPA Ticaret Merkezi bu ihtiyaçlara cevap verdiği için esnaOar buraya taşınmaya başladı. Ticaretin şekli degişti, eskiden müşteriler lstanbul'a gelip mal alıyordu, şimdi marketler bile belirli limitler dahilinde malı müşterinin evine götürüyor. Bizde artık servis araçlarımızla müşterilerimizin siparişlerini magazalarına teslim ediyoruz Geçmiş dönemdeki ticaret ile bugün ki ticaret arasında ne gibi farklar var? Geçmiş dönemde ticaret bu kadar kurumsal değildi. Satıcıların ödemelerinde sorun olduğunda bizde ister istemez bu sorunun parçası oluyorduk. Bu işin tabanından geldiğimiz· için, biz hep müşteri ile yüz yüze çalıştık. Evlenmesinden çocugunun sünnetine, sel basmasından, krizlere, tekne yangınlarından, kazalara kadar satıcının bize yansıyan magduriyetlerine biz katkı yapmak durumunda kalıyorduk. Bu sistem belki dogru ve kurumsal değil ama bize başarıyı bu iyi niyet ve paylaşım getirdi. Perşembe Pazarı'nın çok farklı bir havası vardı. Dükkanlar 7,5 ile 8'de açılırdı. Anadolu müşterisinin dükkanını sabah açanlara bakışı farklı olurdu. Saat lO'da dükkanına gelen patronlar, onlar için makbul insanlar değildi. Ben 15 yıldır kendi firmamda çalışmama rağmen eskinin alışkanlıgı ile halen sabah 7'de kalkıyor, saat 7.45', 8 gibi işimin başına geçiyorum Bu benim Karaköy'de edindigim bir sistem ve çalışma ahlakı, istesem de bunu değiştiremiyorum. Kaç çeşit ürün satıyorsunuz, ithal ve yerli mallar cironuzdaki payı nedir? Ürün çeşitligi açısından da biz sadece ithal ürün satanlardan farklıyız. ithalatçılar yat ağırlıklı malzeme satarken, biz de hem yat hem de balıkçılıga yönelik çok çeşitli malzeme var. Nalburiye çeşitlerimiz ve yaptırdıgımız fason üretimler ile satıcı aradığı malzemelerin büyük kısmını, tek bir dükkanda, bulabiliyor.4.500 kalem mal Yamaha Deniz Motorları ve Adı Ziııcir'deıı satışlarından dolayı ödiiller alan Saray Deniz Malzemeleri, itlıalatla bot, motor ve jeneratör gibi iri parçalara ela yönelerelı gelişimini siirdiiriiyor. 30 • Hoal Hııildeı· Tiiı·ki)'C EYLÜL- EKlı\ı1'07 / Sı\ YI 05
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=